• Künye
  • Hakkımızda
Pazar, Şubat 28, 2021
No Result
View All Result
Yeni Yaşam Gazetesi
  • Kadın Eki
  • E-Gazete Tümü
  • Haberler
    • Güncel
    • Politika
    • Emek-Ekonomi
    • Yaşam
  • Kadın
  • Dünya
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Karikatür
  • Yazarlar
  • Söyleşi
  • Tüm Haberler
  • Kadın Eki
  • E-Gazete Tümü
  • Haberler
    • Güncel
    • Politika
    • Emek-Ekonomi
    • Yaşam
  • Kadın
  • Dünya
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Karikatür
  • Yazarlar
  • Söyleşi
  • Tüm Haberler
No Result
View All Result
Yeni Yaşam Gazetesi
No Result
View All Result
Anasayfa Yazarlar

Bahar ya da kış; o öldükten sonra…

Pazar, Ocak 24, 2021 09:55
içinde Yazarlar
Eğleniyormuş gibi bir hali vardı…-TARİHİN BELLEĞİ
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşWhatsapp'ta Paylaş

Valiliğin tam karşısında yaktı kendini o genç adam. Onuru kırılmıştı çünkü. Aşağılanmış ve hakarete uğramıştı. Suçu, yoksul olmaktı; başka hiçbir şey değil

Arif Mostarlı

BenzerHaberler

TARİHİN BELLEĞİ-Erken doğmuş bir Führer

Kim yürürse öldürürler  bilirsin…

Zehir bizim sırtımızdaymış nerden bilelim?

Saçları uzundu ama…

Şimdilerde o anıt var Sidi Bouzid kentinde. Taştan, büyük bir el arabası… Tunus’un yeni sahipleri bir halk kahramanını nasıl sahiplendiklerini göstermek istediler anıtı oraya dikerek. Ama daha ertesi gün, altına kocaman harflerle yazıldı: Affetmeyeceğiz!

Muhammed Bouazidi… Aslında ne bir halk kahramanı, ne de politik mücadelenin önderiydi. Ailesini geçindirmek için seyyar satıcılık yapan ve bunu sürdürebilmek için gerekli rüşveti ödeyemeyen genç bir adamdı o. Yaptığı şey, Tunus ve Arap tarihin bir köşesine kaydoldu gerçi ama yitirdiği yaşamı asla geri gelmedi.

Yoksulluğun içinden

Arap ülkelerindeki derin yoksulluğun içinden gelmişti Bouazizi. 29 Mart 1984’te Sidi Bouzid kentinde, Libya’da inşaat işçiliği yapan bir babanın oğlu olarak dünyaya geldi. Bouazizi üç yaşındayken babası yaşamını yitirmiş ve annesi bir süre sonra geleneklere göre Bouazizi’nin amcasıyla evlenmişti. Bouazizi, 6 kardeşiyle birlikte Sidi Bouzid’e bağlı küçük bir köy olan Sidi Salah’ta tek odalı bir köy okulunda eğitim gördü. Sağlığı kötü olan ve düzenli çalışamayan amcasıyla birlikte 10 yaşından beri çeşitli işlerde çalıştı ve zaten bir süre sonra da ailenin geçimi için okulu bırakmak zorunda kaldı.

Babası, ürünleri aileye zar zor yeten üç hektarlık bir arsa bırakmıştı. Amcası, bir bankadan kredi alarak sulama suyu kullanan bir çiftlik kurmaya niyetlendi ama borçlar arttıkça arttı ve sonunda banka araziye el koydu. Bu, yolsuzluklarla çalkalanan Sidi Bouzid’de çok normal bir şeydi!

Artık -işsizlikten kırılan kentte- geriye yapabileceği tek bir iş kalmıştı: Sokak satıcılığı… Annesini, amcasını ve küçük kardeşlerini yaşatabilmek, üstüne kız kardeşlerinden birinin üniversiteye gitmesini sağlamak için yapabileceği son iş buydu.

Ama o da pek kolay değildi. Sokaktaki koşullar Bouazizi’nin çocukluğundan beri alışık olduğu polis şiddetinin çok üstündeydi. Rüşvet veremeyecek durumda olan Bouazizi’nin el arabasına düzenli bir biçimde el konuluyor, zaman zaman kaçma kovalama seansları tekrarlanıyor ve cop sırtından hiç eksik olmuyordu.

‘Ben nasıl yaşayayım?’

17 Aralık 2010 sabahında da hayat aynı düzende sürüyordu. Sabah 8’de işe başlayan Bouazizi, 10.30 civarında polisle karşılaştı. Sidi Bouzid’te sokakta ne satarsan sat, devlet bürosundan izin almak zorundaydın. İznin yoksa da en makul çözüm, polise rüşvet vermekti ama Bouazizi’nin rüşvet verecek parası yoktu. Önce hakaret ve aşağılamayla karşılaştı. Sonra, belediye görevlilerinden biri yüzüne tokat attı ve tükürdü, arabasını devirip tekmelediler. Ayrıca görgü tanıkları, Bouazizi’nin yaşamını yitirmiş olan babasına da küfür edildiğini söylüyordu.

Müthiş öfkelenmişti Bouazizi. Şikâyette bulunmak ve el arabasıyla terazisini geri almak için valiliğe gitti. Ancak vali, onu umursamadı. Hatta Bouazizi’nin “Benimle görüşmezsen kendimi yakarım” sözleri için bile sabah keyfini bozmadı.

Tam o noktada film koptu işte! Bouazizi o öfkeyle yakındaki bir benzin istasyonuna daldı ve bir bidon benzin alarak valiliğin kapısına geri döndü. Caddenin ortasında durdu ve “Ben hayatımı nasıl sürdüreceğim” diye Valiliğe doğru seslendi. Benzini üzerine döktü ve kibriti çaktı. Çevredeki arkadaşları örtülerle onu kurtarmaya çalıştılar ama Bouazizi ilk anda yüzde 90 oranında yanmıştı. Ambulansla bir hastaneye götürüldü; sonra daha büyük bir hastaneye ve ardından Ben Arous Yanık ve Travma Merkezine transfer edildi ama çok geç kalınmıştı. Genç adam komadan hiç çıkamadı. Bu arada sokaklarda büyüyen ayaklanmadan ürken devlet başkanı Bin Ali hastanede onu ziyaret ederek tedavi için Fransa’ya göndereceği sözünü verdi ama tutmadı.

O ateş herkesi yaktı

4 Ocak 2011 günü yaşamını yitirdi Bouazizi…

Bu arada onun yaktığı ateş bütün Tunus’u sarmış, ayaklanmalar ve sokak gösterileri bütün ülkeyi kaplamıştı. Sidi Bouzid’deki cenaze alayına 5 binden fazla kişinin katılırken sloganlar yeri göğü inletiyordu. Bütün ülkedeki eylemler sonunda öyle bir noktaya ulaştı ki, Başkan Bin Ali, 14 Ocak 2011’de ailesiyle birlikte Tunus’tan kaçmak zorunda kaldı.

Böylece, genel olarak ‘Arap Baharı’ olarak adlandırılan ve bölgedeki birçok rejimin değişmesini sağlayan ayaklanmalar zinciri başladı. Bouazizi, bütün bu zincirleme olayların ilham kaynağı olarak görüldü, gösterildi.

Söz konusu ayaklanmalar zinciri sonradan çok tartışıldı ve tartışılmaya devam ediyor. ‘Bahar’ın birçok ülkede kışa dönüştüğü, ‘devrimlerin çalınarak’ yeni diktatörlüklerin inşa edildiği, cihatçıların da bu kaynaktan beslendiği biliniyor.

Ama ne fark eder ki? Biz Bouazizi’den söz ediyoruz. O gün, orada, kardeşlerinin karnını doyurmak için onuruyla çalışmak isteyen 26 yaşında genç bir adam öldü. Dünyayı yakmaya hakkı vardı aslında ama o kendini yaktı.

Affetmeyeceğiz; hiç affetmeyeceğiz!

Etiketler: Tarihin Belleği
Tarihin Bellegi

Tarihin Bellegi

Tüm Yazılar

İlgili Haberler

Korona sonrasını ‘güç’ belirler
Yazarlar

Kaynatılan HDP kazanı

TARİHİN BELLEĞİ-Erken doğmuş bir Führer
Yazarlar

Kim yürürse öldürürler  bilirsin…

Biraz cesaret! Sayın Babacan size diyorum!
Yazarlar

HDP ya da demokratlık

Menderes’i yeniden öldürmek
Yazarlar

AKP histerisi: Alt-emperyalizm hevesinin sonu

Öğretmenler olmasaydı…
Yazarlar

Covid-19 salgınının ikinci yılında dünya ekonomisine ilişkin öngörüler

‘Tanrı zar atmaz’
Yazarlar

İnadına Kanal, inadına rant!

Daha fazla yükle
Sonraki Haber
Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak

Master öğrencilerinin çağrısı

Gazetemize ulaşmak için tıklayınız…

Son haberler

HDP operasyonları sürüyor: PM üyesi İdiğ gözaltına alındı

HDP operasyonları sürüyor: PM üyesi İdiğ gözaltına alındı

CHP’de ayrılıklar sürüyor: Teoman Sancar istifa etti

CHP’de ayrılıklar sürüyor: Teoman Sancar istifa etti

Silivri’de iki kadın katledildi

Silivri’de iki kadın katledildi

İran ile kriz: Büyükelçi bakanlığa çağrıldı

İran ile kriz: Büyükelçi bakanlığa çağrıldı

‘Adalet sisteminin çöküşünün ispatı Roboski Katliamı’dır’

‘Adalet sisteminin çöküşünün ispatı Roboski Katliamı’dır’

Topraklarını yeniden canlandırıyorlar

Topraklarını yeniden canlandırıyorlar

Biçilen rollere boyun eğmedi

Biçilen rollere boyun eğmedi

Patriarkanın uykuları kaçacak

Patriarkanın uykuları kaçacak

Delil çok ilerleme yok

Delil çok ilerleme yok

‘Türkiye uluslararası sınırlara geri dönmeli’

‘Türkiye uluslararası sınırlara geri dönmeli’

Yeni Yaşam Gazetesi

Bilgilerimiz

  • Künye
  • Hakkımızda

Bizi takip et

No Result
View All Result
  • Kadın Eki
  • E-Gazete Tümü
  • Haberler
    • Güncel
    • Politika
    • Emek-Ekonomi
    • Yaşam
  • Kadın
  • Dünya
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Karikatür
  • Yazarlar
  • Söyleşi
  • Tüm Haberler