• Künye
  • Hakkımızda
Çarşamba, Ocak 20, 2021
No Result
View All Result
Yeni Yaşam Gazetesi
  • Kadın Eki
  • E-Gazete Tümü
  • Haberler
    • Güncel
    • Politika
    • Emek-Ekonomi
    • Yaşam
  • Kadın
  • Dünya
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Karikatür
  • Yazarlar
  • Söyleşi
  • Tüm Haberler
  • Kadın Eki
  • E-Gazete Tümü
  • Haberler
    • Güncel
    • Politika
    • Emek-Ekonomi
    • Yaşam
  • Kadın
  • Dünya
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Karikatür
  • Yazarlar
  • Söyleşi
  • Tüm Haberler
No Result
View All Result
Yeni Yaşam Gazetesi
No Result
View All Result
Anasayfa Yazarlar

Evdeki emeğin değeri ve kadının öncülüğü

Pazartesi, Ocak 11, 2021 09:38
içinde Yazarlar
Türkiye’nin Nizam-ı Alemi
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşWhatsapp'ta Paylaş

Kalıp bir düşünce olarak deriz ki, kadının evdeki emeği görülmezdir, ücrete tabii değil. Değeri hesaplanmıyor, hesaplanamıyor. Haliyle işsiz, fonksiyonsuz, bağımlı imiş gibi bir manzara ortaya çıkıyor. Erkeğin ise dışarıda ücret, kar, faiz vs karşılığı çalışması, ki miktarı az veya çok olabilir, evdeki kadına karşı ona bir ayrıcalık, üstünlük vasfı sağlıyor.

Öyleyse kadının evdeki emeğinin de tanımlanması ve değer biçilmesi, olmaz ise kadının buna isyan edip çekilmesi tartışılıyor. Gerçekten evde kadın emeğini ölçülebilir kılmaya çalışan birçok hesaplama ve tanımlama var ki hiçbiri de tatmin edici değil. Yine aile kurumunun eleştirisi kadın emeğinin sömürüsü üzerinden yapılırken, erkeğin de evde çalışması, kadının işlerine ortak olması isteniyor. Ya da kadının aile kurumuna başkaldırı noktalarından birine bu düşünce de dayanak yapılıyor.

BenzerHaberler

Türkiye’nin Nizam-ı Alemi

Zaman ve mekan güdümlü ücrete karşı grup

Türkiye’nin Nizam-ı Alemi

Fırsatlar ve sorunlar kıskacında Rojava Kooperatifleri

Bu kalıbın dışında farklı bir önerme getirmek mümkün mü? Bilinen ve tekrar eden ama hep aynı sonucu veren bir kalıbın dışına çıkmaya çalışmak ileri bir adım olsa da önerme noktası, yani alternatif yeterli olmayabilir. Bu anlamıyla da eleştiri ve farklı bakışları tetikleyerek zenginleştirici etkilerini beklemek gerekir.

Kanaatimce kadının, ev emeği, çocuk bakımı kapitalizasyona karşı direnebilmiş son kaledir. Belki de uygarlığın başlangıcından günümüze kadının merkezinde olduğu eldeki tek kırıntıdır. Ancak 1- Bu kale erkeğin ücret, kar, faiz vb kazanç mekanizmalarını kurması ile arka plana düştü. 2- Çocuğun eğitiminin kadından alınıp okul, dini kurum vb kamusal eğitim merkezlerine aktarılmasıyla manevi etkisi de minimalize edildi. 3- Kadının emeği dışarıdan para ile satın alınan yiyecekten, kıyafete, süs, hediyelik eşya ve çocuk oyuncakları gibi hazır tüketim malzemeleri ile rekabet edemeyip değersizleştirildi. 4- Ev içi sosyalitede kadının emeği, bilinci ve gücü üretkenlikten ziyade sunulana tabi olmaya mahkum edildi.

Nihayetinde güç erkeğin eline onun üzerinden de devlet ve kamuya geçerken, kadının koruduğu öznel alan, merkez değersiz, anlamsız bir pozisyona düştü. Dışarıda insan çalıştıran ya da ücretli çalışırken hiyerarşiyi öğrenen erkek kazancı sayesinde eve getirdiği mal, para, meta ile kadın üzerinde bir iktidar alanı oluşturdu. Bu da erkek zihninde kadın emeğini, kişiliğini ve fonksiyonunu değersizleştirme ile vücut buldu. Kadın özel olmaktan çıktı, çocuklara bakan bir anne, yemek ve temizlik yapan bir hizmetçi ve eşinin cinsel ihtiyacını karşılayan herhangi birine dönüştü. Özellikle evliliklerde yaşamın rutine dönüşmesi, aile içi hukukun, ahlakın, davranış kalıplarının dışsal faktörlere, kapitalizasyona eklemlenmesi bu mekanizmayı otomatik hale getirdi.

Yine çocuklara dışarıda uygulanan eğitim sistemi adeta devletin ve kapitalizasyon zihninin evde yeniden inşasının aracıdır. Hiyerarşinin meşur kılınmasıdır. Çocuk sevginin göstergesi olarak kendisine alınan oyuncaklar, kıyafatler, tatiller, lüks araçları ölçü olarak algılıyor. Yani ona yapılan harcama sağlanan metanın hacmi, sevginin hacmine indirgemiş oluyor. Öte taraftan anne-babanın öğretileri, sevgisi emeği dokunuşu artık görülmüyor, bir değere karşılık gelmiyor. Aksine bir zorunluluk, bir görevmiş gibi dillendiriliyor. Yine ebeveyinlerin bilinci sistematik devlet eğitimi karşısında yetersiz bulunuyor, gereksiz görülüyor, eleştiriliyor. Devletin ve metanın kutsallaştırılması, anne babanın reddi, özellikle de anne üzerine yoğunlaşma çocukta da oluyor. Çünkü ona göre de eve para getiren babadır. O iyidir. Anne ona hizmet etmek zorundadır. Anne zaten ne bilir ki, bari yemek ve temizlik yapsın. Yani duygudan, değerden yoksun ve düşürülmüş bir bakış açısı kodlanmıştır.

Esas sorun son kale üzerine düşünmektir. Kadının merkezinde olduğu metalaşmamış emek, değerler, sevgi bağları nasıl yeniden güçlendirilir. Erkek eliyle dışarıdan eve dayatılan güç ve ekonomi, meta kaynaklı saldırı nasıl bertaraf edilebilir? Ve kadın erkek ve çocuklar arasında daha özgürlükçü, üretken, değer yaratan yeni bir ilişki hukuku nasıl yaratabiliriz?

İlk elde kadının başkaldırısı kutsaldır. Bunu fark edip sistemin kendinde inşa edilen gücü ret eden erkek ve çocuk da değerlidir.

Fakat sorun şu. İsyan edilirken, kurtuluş yolu olarak kadının da ekonomiye, topluma katılımı gündemleştiriliyor. Yine erkeğin de ev işleri yapması ve bu eşitlik olarak algılanıyor. Bence bu meta üretim sistemine-kapitalizasyona kadının da mevcut standartlara göre katılımını talep etmektir, erkeğin evde çalışması da kapitalizmin erkek eliyle evde inşa edilmesidir. Çünkü bu mekanizmada erkek evde çalışınca kadınla eşit olmuyor. Adeta kadının gözünün içine sokarcasına diyor ki, ben dışarıda çalıştım, evde de çalışıyorum. Bu kadar iş yaptım. Yani emeği dışarıdaki gibi ölçülebilir kılmayı, standardize etmeyi dayatıyor. Hatta kadın ve erkek ev işlerini sırayla yapıyor ya da bölüşüm yapıp kurallar koruyorlar. Bu artık duygu yitimidir, doğallığın baltalanmasıdır.

Evet, erkeğin de çocuğun da kadının da her alanda katılımı, işbölümü ve işbirliği elzemdir. Ama bu kapitalizasyonu inşa temelinde değil, beraberinde özgürlükçü bir anlayışı ve yaşamı üretirse anlamlıdır.

Kanaatimce yapmamız gereken kadının elinde kalan son değeri, emeğiyle, duygusuyla, toplumsal ilişkileriyle örülü özü barındıran cevherin etrafında erkek, çocuk olarak da dahil olup kadınla birlikte dışarıdan dayatılan kapitalizasyon ve egemenlikçi mekanizmaya, sisteme, zihniyete karşı direnişe geçmek, bertaraf etmektir. Sistemin ruhsal yapısını, mekanizmalarını, araçlarını evden çıkarabildiğimiz oranda şirket de, devlet de, eğitim kurumu da genel hiyerarşik sistem de iflas eder. Onların tüketicisi, hizmetçisi, yedeği ve hiyerarşik sisteminin taşıyıcı hücreleri olarak birleşip evi onların denetiminden çıkardığımız anda onları da mevcut mekanizmalarını da bitirmiş oluruz.

Ancak eş, arkadaş, sevgili, anne, kız, emekçi olarak kadının temsil ettiği değerin de yeniden anlamlandırılması, hatta kendine özgü yeni kimlikler edinmesi lazım ki mücadele edilebilsin, alternatif yaratılsın. Yoksa yıkılanın altında herkes kalır ve daha beter şartlar oluşur. Klasik biçimi sürdürülebilir değil, mevcut biçimi saldırı altında, öyleyse yeni bir ilişki tarzıyla yaşamı inşa etmek lazım. Değeri, hukuku, duygusu, sevgisi, emeği ve ilişki tarzı hepsi yeniden yeniden tartışılmalı. Bu anlamda artık evler birer okula, felsefe ve düşünsel merkezlere, mesleki öğretim birimlerine, yeni kimlik oluşturma arayışına zemin olmalı. Ve elbet öncelikle bunu engelleyen araç ve programların tv, telefon, sosyal medya’nın ikame edilmesi gerekmektedir. Kaldırılması değil, ikame edilmesi sayesinde bir değil, bütün evler yeni bir sahada buluşma fırsatı yakalar, güç birliği oluşturur.

 

Etiketler: Ehmed Pelda
Ehmed Pelda

Ehmed Pelda

İlgili Haberler

Sayıların ardından insan hakları
Yazarlar

 Hepimiz suçluyuz

Yeni bir yolda, el yordamıyla…
Yazarlar

Yıkıldığı yere kadar

Etme bulma dünyası 
Yazarlar

Böyle baksak mı? 

Yazarlar

Tükeniş

Yangında ilk feda edilecek
Yazarlar

Şiddetin estetiği, estetiğin şiddeti

Cezaevleriyle ilgili rakamlar
Yazarlar

Yeni yönetmelik yeni değil ama…

Daha fazla yükle
Sonraki Haber
Onlar Semirsin! Biz Geberelim!

Vasata teslim olmamak

Gazetemize ulaşmak için tıklayınız…

Son haberler

‘Kırmızı Fularlı Kız’ paylaşımı nedeniyle Cengiz Çandar için yakalama kararı

‘Kırmızı Fularlı Kız’ paylaşımı nedeniyle Cengiz Çandar için yakalama kararı

Biden’ın Dışişleri Bakanı adayı Blinken: Türkiye’ye yeni yaptırımlar uygulayacağız

Biden’ın Dışişleri Bakanı adayı Blinken: Türkiye’ye yeni yaptırımlar uygulayacağız

Bir dönem kapanıyor: Trump veda konuşması yapıyor

Bir dönem kapanıyor: Trump veda konuşması yapıyor

Altun, Hrant’ı bizden FETÖ aldı dedi, Rakel Dink, ‘Ben yapmadım elim yaptı demektir’

Altun, Hrant’ı bizden FETÖ aldı dedi, Rakel Dink, ‘Ben yapmadım elim yaptı demektir’

DSG Komutanı Mazlum Ebdi’nin annesi yaşamını yitirdi

DSG Komutanı Mazlum Ebdi’nin annesi yaşamını yitirdi

Gözaltı furyası: En az 20 gözaltı

Gözaltı furyası: En az 20 gözaltı

Otomatik taslak

Doğan Güzel, ‘Anasoylu Toplum’ ifadesinde suç gören savcı kafasını çizdi…

Yazmasalardı bilmeyecektik

Yazmasalardı bilmeyecektik

Yazmasalardı bilmeyecektik

Yazmasalardı bilmeyecektik

Sayıların ardından insan hakları

 Hepimiz suçluyuz

Yeni Yaşam Gazetesi

Bilgilerimiz

  • Künye
  • Hakkımızda

Bizi takip et

No Result
View All Result
  • Kadın Eki
  • E-Gazete Tümü
  • Haberler
    • Güncel
    • Politika
    • Emek-Ekonomi
    • Yaşam
  • Kadın
  • Dünya
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Karikatür
  • Yazarlar
  • Söyleşi
  • Tüm Haberler