• Künye
  • Hakkımızda
Salı, Ocak 26, 2021
No Result
View All Result
Yeni Yaşam Gazetesi
  • Kadın Eki
  • E-Gazete Tümü
  • Haberler
    • Güncel
    • Politika
    • Emek-Ekonomi
    • Yaşam
  • Kadın
  • Dünya
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Karikatür
  • Yazarlar
  • Söyleşi
  • Tüm Haberler
  • Kadın Eki
  • E-Gazete Tümü
  • Haberler
    • Güncel
    • Politika
    • Emek-Ekonomi
    • Yaşam
  • Kadın
  • Dünya
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Karikatür
  • Yazarlar
  • Söyleşi
  • Tüm Haberler
No Result
View All Result
Yeni Yaşam Gazetesi
No Result
View All Result
Anasayfa Yazarlar

‘Sıhha’mızı kim ‘hıfz’ediyor?

Cumartesi, Haziran 20, 2020 09:42
içinde Yazarlar
Memlekete Rasputin lazımsa…
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşWhatsapp'ta Paylaş

Uzun yıllar önceydi, 12 Eylül günleri… Sıkıyönetim kanununun bir maddesi gereğince cezaevinden 45 günlüğüne yeniden sorguya alınmış, yaşadığım kentin emniyetine getirilmiştim. Artık Allah ne verdiyse! Şimdi kaçıncı gündü bilmiyorum, saymıyordum da zaten. Bir ara çıkardılar hücreden, gözler bağlandı edildi, bir sürü koridordan geçtik ya da belki geçmedik, neyse sonunda bir yere geldik. Bir kadın sesi duydum: “Şikâyetiniz var mı?” Bir an durdum, gözlerim de kapalı, öyle her yanım simsiyah… “Nasıl yani?” dedim. “Hükümet tabibi lan!” dedi kolumdan tutan biri. Durdum. “Görmüyor musunuz” dedim boşluğa doğru. Aynı boşluktan aynı kadın sesi, gömleğimin çıkarılmasını istedi ve yeniden sordu: “Bir şikâyetiniz var mı?” Yeniden yanıt verdim: “Gerçekten görmüyor musunuz?”

Gömleğimi neden çıkartmıştı ki? Ayaklarıma baksa yeterliydi ve tabii ki bakıyordu; tabanları patlamış, kan oturmuş ayaklarımı, falaka ipinden morarmış bileklerimi görmemesi mümkün değildi! Bal gibi görüyordu! Yanıt vermedi.
Sonra, ensemden tutup geri götürdüler beni. O kadar… Hükümet tabibi! Hekim yani. Tıp Fakültesini bitirmiş, diplomasını almış, bildiğin doktor! Raporunu da gördüm sonradan; ayaklarım yokmuş benim meğer. Ona inandım, hiç yokmuş!

BenzerHaberler

Yeni bir yolda, el yordamıyla…

Türkiyem, Türkiyem cehennemim!

Yeni bir yolda, el yordamıyla…

Sınıf mı? O da nesi?

Şimdi, İstanbul Valiliği’nin ildeki bütün eylemleri yasaklama kararına bakarken yeniden hatırladım o günleri. İkisi birlikte karar almışlar: İstanbul Valiliği İl Sağlık Müdürlüğü ve İl Hıfzıssıhha Meclisi… İl Sağlık Müdürü zaten bir tıp profesörü. Hıfzısıhha (Sağlık Koruma) Meclisi ise, ta 1930’lardaki bir yasaya göre, (Türkçeleştirerek yazarsak) bayındırlık mühendisi, milli eğitim gibi unsurların yanında, hükümet tabibi, belediye tabibi, bölgedeki en yüksek askeri tabip, bir serbest hekim ve bir eczacı ve Belediye Başkanından filan oluşuyor. Ve bu heyet, koronavirüse karşı bütün önlemlerin gevşetilerek sıfırlandığı, AVM’lerden kafelere kadar her yerde milletin kucak kucağa mutlu mesut biçimde birbirine virüs enjekte ettiği günlerde, birdenbire virüsün bulaşıcı olduğunu keşfediyor! Evraka! “Bazı siyasi parti, sendika ve sivil toplum kuruluşlarının, insanların toplu olarak bir araya gelmelerine sebebiyet verecek eylem/etkinlik programları düzenleyeceklerine ilişkin haberleri” değerlendiriyor; sonra da şu muhteşem tespiti yapıyor: “Salgının yayılmasını engellemenin en etkili yolunun sosyal hareketliliği ve insanlar arası teması azaltarak sosyal izolasyonun mutlak şekilde sağlaması gerektiği, aksi hallerde virüsün yayılımının hızlanarak, vaka sayısı ve tedavi gereksiniminin artması nedeniyle vatandaşların hayatlarını kaybetme riski ile toplum sağlığı ve kamu düzeninin bozulmasına sebep olacağı aşikârdır.”

Allah aşkına, Valilik denilen kurumu anlarım, devletin bir aparatıdır. AKP valiliklerinin zaten birinci vazifesi, muhalefetin tepesine çökmektir, yasaklar, eder, tamam. Siz kimsiniz peki? Ey o kuruldaki hekimler, siz kimsiniz? Allah aşkına söyleyin, aranızda bu kararın tıpla ilgisi olmadığını, sadece ve sadece HDP’nin eylemini engellemek için alındığını bilmeyen bir tek kişi var mı? Peki, sıhhatimizi ‘hıfzetmekle’ görevli olanlar, size soruyorum: Aranızda, iktidarın AVM’lerden futbola kadar aldığı ‘gevşetme’ kararlarının bir tanesine, mızıldanarak da olsa, bakın altını çizerek söylüyorum, mızıldanarak da olsa, itiraz etmiş tek bir Allah’ın kulu var mı? Bir gün olsun, herhangi bir hükümet kararının tek bir kelimesi üzerine ‘yanlıştır’ demişliğiniz var mı?

Şu utanç verici cümleler bir BBC haberinde geçiyor bakın: “Bir Bilim Kurulu üyesi, ‘İdareciler ülkenin genel gidişatını da düşünmek zorunda. Biz Bilim Kurulu olarak bilimsel açıdan ne kadar destek verebiliriz, o kısma bakıyoruz’ diyor.” BBC muhabiri ar etmiş de vermemiş ismini, bir Bilim Kurulu üyesi söylüyor bunu! Bir hekim söylüyor!

Tıp mı bunun adı? Hekimlik mi? Hipokrat mı söyledi size ‘idarecilerin yancısı olun’ diye? Tıp Fakültesinde size “Hükümetin HDP’nin tepesine çökme politikasının aparatı olun” diye mi öğretmişlerdi? Nöroloji/ortopedi kürsüsünde baş sallayıp maaş almanın boyun sağlığına faydaları üzerine bir ek ders mi aldınız?

Yıllar geçti aradan şimdi. Gitsem diyorum bazen, sağsa eğer, bulsam o hükümet tabibi ablamızı. Desem ki, “Ey güzel ablam, sen, ‘öyle ilginçtir ki yüzü / ayakları bilmem var mıdır’ diyen Edip Cansever’i yanlış mı anladın acaba?”
Desem ki, “Hadi öyle diyelim ama ey teyzeciğim, gözlerim kapalıydı benim! Kalın siyah bir bezle kapalıydı! Allah aşkına, yüzümde ne görüp vuruldun da ayaklarıma hiç bakmadın?”

O genç hekim var ya işte. Hani o “Doktor Che’nin izindeyiz” yazılı dövizi elinde sallayan hekim. Kurban olurum ben onun ellerine. Geçecek bu günler. Geçecek ve biz hepimiz, tıp bilgisi olanlar ve olmayanlar, dik durmanın sadece birey değil toplum sağlığına da çok ama çok iyi geldiğini öğreneceğiz. O zaman, gerçekten insanların ayaklarına bakmayacağız; ama öyle emredildiği için değil, apaydınlık yüzlerine bakmaktan kendimizi alıkoyamadığımız için!

Etiketler: M. Ender Öndeş
M. Ender Öndeş

M. Ender Öndeş

Tüm Yazılar

İlgili Haberler

Yangında ilk feda edilecek
Yazarlar

Bir intihar mektubunun otopsisi

Dile dair takıntılar
Yazarlar

Bugün 24 Ocak

Dayanışma yaşatır
Yazarlar

İttifaklarda kriz

Yaşamak
Yazarlar

Adı sanı yok Dicle’nin

Güney’in üç virüsünden ikisi…
Yazarlar

Türkiye’nin Bağdat ve Hewlêr ziyareti

Onlar Semirsin! Biz Geberelim!
Yazarlar

Demokles’in kılıcı ya da demokrasinin kılıcı

Daha fazla yükle
Sonraki Haber
‘Umut yaratıyor’

'Umut yaratıyor'

Gazetemize ulaşmak için tıklayınız…

Son haberler

Doku’nun ailesi Elazığ’da Erdoğan’la görüştü

Doku’nun ailesi Elazığ’da Erdoğan’la görüştü

ABD’den Avrupa ve 4 ülkeye seyahat yasağı

ABD’den Avrupa ve 4 ülkeye seyahat yasağı

Urfa gözaltıları serbest bırakıldı

Urfa gözaltıları serbest bırakıldı

HDP Esenyurt Eşbaşkanları bir kez daha gözaltında

HDP Esenyurt Eşbaşkanları bir kez daha gözaltında

Dava hukuka aykırı Şenoğlu bırakılmalı!

Dava hukuka aykırı Şenoğlu bırakılmalı!

Erdoğan, ‘Kapanan dükkan yok’ demişti: 213 bin esnaf kaydını sildirdi

Erdoğan, ‘Kapanan dükkan yok’ demişti: 213 bin esnaf kaydını sildirdi

OHAL Komisyonun esas aldığı rapor aslında hiç yokmuş

OHAL Komisyonun esas aldığı rapor aslında hiç yokmuş

Erdoğan için tır ve kamyon şoförleri 3 saat mağdur edildi

Erdoğan için tır ve kamyon şoförleri 3 saat mağdur edildi

Otomatik taslak

Doğan Güzel il jandarma komutanının ülkü ocaklarına ziyaretini çizdi…

Rüşvet operasyonunda 25 tutuklama

Rüşvet operasyonunda 25 tutuklama

Yeni Yaşam Gazetesi

Bilgilerimiz

  • Künye
  • Hakkımızda

Bizi takip et

No Result
View All Result
  • Kadın Eki
  • E-Gazete Tümü
  • Haberler
    • Güncel
    • Politika
    • Emek-Ekonomi
    • Yaşam
  • Kadın
  • Dünya
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Karikatür
  • Yazarlar
  • Söyleşi
  • Tüm Haberler