• Künye
  • Hakkımızda
Perşembe, Şubat 25, 2021
No Result
View All Result
Yeni Yaşam Gazetesi
  • Kadın Eki
  • E-Gazete Tümü
  • Haberler
    • Güncel
    • Politika
    • Emek-Ekonomi
    • Yaşam
  • Kadın
  • Dünya
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Karikatür
  • Yazarlar
  • Söyleşi
  • Tüm Haberler
  • Kadın Eki
  • E-Gazete Tümü
  • Haberler
    • Güncel
    • Politika
    • Emek-Ekonomi
    • Yaşam
  • Kadın
  • Dünya
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Karikatür
  • Yazarlar
  • Söyleşi
  • Tüm Haberler
No Result
View All Result
Yeni Yaşam Gazetesi
No Result
View All Result
Anasayfa Güncel

Türkan Elçi Hrant Dink için yazdı

Pazar, Ocak 17, 2021 19:59
içinde Güncel, Manşet
Türkan Elçi Hrant Dink için yazdı
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşWhatsapp'ta Paylaş

Türkan Elçi, Hrant Dink için kaleme aldığı yazıda, ‘Yıl dönümleri evimizdeki saksılarda değil, sevdiklerimizin göğsünün ortasında yeşeren çiçekleri sulamaya gittiğimiz zamanların adıdır’ sözlerini kullandı

Diyarbakır’ın Sur ilçesinde bulunan Dört Ayaklı Minare’nin önünde açıklama yaptığı 28 Kasım 2015’te katledilen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi, 19 Ocak 2007’de katledilen Hrant Dink’in ölüm yıldönümü dolayısıyla Genel Yayın Yönetmeni olduğu Agos Gazeteci’nde bir yazı kaleme aldı.

BenzerHaberler

‘Asıl sorumlu İstanbul Emniyeti’ dedi

‘Asıl sorumlu İstanbul Emniyeti’ dedi

Hrant Dink davasında bir tahliye

Hrant Dink davasında bir tahliye

Elçi’nin “Taş avlulu evin kadınları” başlıklı yazısı şöyle:

“Dedim ki: kasımpatılar gidenlerin kokusuna kasımpatılar iyi gelir
dedim ki:kasımpatılar karın altında bizi bekler, gitmez bir yerlere, biz gideriz, dedim
dedim ki: bizim de kapı önü olan bir evimiz, sabahlara çıktığımız, gecesinde içimize döndüğümüz, çatısı rüzgârlı, dünyanın kenarında bir evimiz, evimizin kenarında kasımpatılar vardı
dedim ki: kasımpatılar açınca birileri gider
dedim ki: biz sevince birileri kaybolur

…

Agos, Hrant Dink’in yıldönümü için bir yazıyla katkıda bulunmamı isteyince yıl dönümlerini anlatmanın zor olacağını bildiğim halde hayır diyemedim. Agos’un bizim yanımızda ayrı bir yeri vardır. Yıldönümlerinin adım adım yaklaştığını hissedince günler öncesinden kara bir bulut gibi göğsümüzün üzerine çöken ağırlığı anlatmaya sözcük bulamaz insan, gidenlerin ömrübillah unutulmayacak bir zulümle aramızdan koparılışını hangi kalem hakkıyla yazabilir ki?

Kaybettiklerimizin yıldönümleri, acımızın halkasına bir halkanın daha eklendiği, bir çırpıda elimizden kayıp giden zamanların ve elimizden alınanların çetelesinin tutulduğu, bir yanımızın diri, bir yanımızın ölü olduğunu fark ettiğimiz anın diğer adıdır.

Yıldönümleri, dünyanın kenarında inşa ettiğimiz yarım kalan eski hayatımızı, bizlere diğer günlere oranla daha ziyadesiyle hatırlattığı zamanların adıdır. Dünyanın kenarı diyorum, evet, kenarı. Dünyanın kenarındaki evlerimizde kendi halimizde içimize dönerek herkes gibi sabahları bekleyen gecelerden geçen sıradan insanlar olarak, bir anda kendimizi acının ortasında bulduğumuz zamanların adıdır yıldönümleri.

Yıldönümleri evimizdeki saksılarda değil, sevdiklerimizin göğsünün ortasında yeşeren çiçekleri sulamaya gittiğimiz anların, karın altında günden güne kök salan kasımpatıların, gidenlerin bir daha dönmeyeceklerini bize bir kez daha hatırlattığı, kaybolup kaybolmamakta karar kılamayan usumuzun sığınacak başka mekanlar aradığı zamanların adıdır.

Katledilenlerin yıldönümleri, daha başka, başka başka katledilenlerin de hatırlandığı, haksızlığın zulmün büyüyen dalgası karşısında birbirimize kenetlendiğimiz; yüreğimizdeki duygunun kollarımızda dolaşan gücün diğer adıdır.

Babaannem ve Ermeniler

Ben Hrant Dink’i her hatırladığımda aklıma çocukluğumun sokakları düşer. ‘Silah, çatışma operasyon istemiyoruz’ haykırışıyla uğruna ölünen sokaklar. Ebeveynimin uzun süre, benim ise dört yaşıma kadar kaldığım Suriçi ‘nin, uzun yıllar farklı etnik kökenden ve dine mensup kişilerin meskun olduğu bir yer olduğunu bilmeyen yoktur herhalde. Koca yürekleriyle dar sokakları genişleten, birbirlerine müsamaha içinde olan taş avlulu evlerdeki sakinlerden biri de babaannemdi. Süryanileri, Keldanileri, Ermenileri ilk ondan duymuştum. Babaannemin son zamanlarına kadar dostluk bağıyla bağlı olduğu en yakınındaki kişi – bugünkü tabiriyle kankası -Ermeni bir kadındı.

Evimizden biri gibiydi, hatta ben uzun süre bizim akrabalarımızdan biri olduğunu zannediyordum. Ermeni olduğunu yıllar sonra öğrenmiştim. Sur dışına taşındıktan sonraki zamanlarda evimize gelirken babaannemle sobanın başına geçip birbirlerine içlerini döktükleri sohbetlerini, beraber yemek pişirip sofra kurduklarını hatırlarım. Tabii o zamanlar samimi misafirlerle sobanın başına oturulur, alevlerin kırmızılığı, ateşin küle dönüşü seyredilirken sohbet koyulaşır, dostluk bağları o sıcaklıkla daha da pekiştirilirdi.

Odun sobasının çıtırtılarını dinlerlerken birinin kulağı ezanda, diğerininki de çan sesindeymiş meğerse. Başkalarının kirli dünyasından çok uzakta, kendilerinin yarattıkları bir dünyada dar sokaklara açılan taş avlulu evlerin kadınlarıydı onlar. Tumas’ın fırınından ekmek kokusu yayılan mahallede her bir göz odada yaşayanların ortak olarak kullandıkları taş avlularda, kardeşlik meskun mahaldi o zamanlar. Kiliselerden, camilerden, mezarlıklardan, her gün herkesin ayak izinin değdiği sokaklardan, evlerin duvarlarından, tokmaklı tahta kapılardan, acıdan, kederden süzülmüş ağıtlardan, aşkla bezenmiş türkülerden bilcümle ortak bir hafıza yaratılmıştı, geçmişte her ne kadar kötü şeyler yaşanmışsa da görmezlikten gelmeyi becerebiliyordu o insanlar. En azından ebeveynlerimden duyduklarımdır anlatmaya çalıştığım.

Birbirlerinden farklı renklerle kara taşlara nakışlanmış ve birlikte yaşamanın emaresini bulabileceğimiz, yarınlara elimizden geldiğince taşımaya çabaladığımız kardeşlik duygularımızın resmi olan mahalleydi bizimki.

Ne zaman Dink’i hatırlasam…

Ben ne zaman Hrant Dink’i hatırlasam çocukluğumun o sıcak, huzurlu, eşsiz taş avlulu evleri gelir aklıma. O barış içindeki yaşam birilerini rahatsız etmiş olacak ki bizi bize hatırlatan ortak hafızadan müteşekkil tarihî yerleri yıkıp yok etmek istediler. Bizim gibi sırt sırta yaslanan evlerin duvarları daracık sokaklara devrildi evvela, birbirimize ulaşacağımız yollar kapandı. Bahçelerimize diktiğimiz dut ağaçlarımız kurudu, kırık dökük hayatlarımızın yalnızlığını pencerelerde kalan susuz fesleğenler anlattı.

Bu tarihî bölgede silah, çatışma, operasyon istemiyoruz” denildi, duyan olmadı. Çocukluğumuzun geçtiği yerlerle aramıza perdeler gerildi, ayan beyan öldürüldük, üstü örtüldü.

Dışarıda öldürücü zemheri, damımıza kadar kara batmışız, ortada yanan odun sobası, camı buğulanmış penceremizi düşlüyorum, çocuk parmaklarım cama bir şeyler yazıyor. Taş avlulu evlerin kadınlarının hoşgörüsü, taş avlulu evlerin kadınlarının hoşgörüsü. Özlemek, hoşgörüyü özlemek.”

HABER MERKEZİ

Etiketler: Hrant DinkTürkan Elçi
Yeni Yaşam Gazetesi

Yeni Yaşam Gazetesi

Tüm Yazılar

İlgili Haberler

Van Gogh’un eseri 100 yıl sonra sergileniyor
Kültür

Van Gogh’un eseri 100 yıl sonra sergileniyor

Katip Çelebi Üniversitesi aile şirketine dönüşmüş: Kadrolu 27 akraba
Güncel

Katip Çelebi Üniversitesi aile şirketine dönüşmüş: Kadrolu 27 akraba

Biden Yeşil Kart kısıtlamalarını kaldırdı
Dünya

Biden Yeşil Kart kısıtlamalarını kaldırdı

‘İktidar özgürce düşünebilmeyi tasfiye etmeye çalışıyor’
Güncel

‘İktidar özgürce düşünebilmeyi tasfiye etmeye çalışıyor’

SES: Karadeniz’de yaşanan vaka artışlarının sebebi kongreler
Manşet

SES: Karadeniz’de yaşanan vaka artışlarının sebebi kongreler

Osmanlı’da Kürdistan Eyaleti
Manşet

Osmanlı’da Kürdistan Eyaleti

Daha fazla yükle
Sonraki Haber
‘2021’de yaşamı inşa edeceğiz’

‘2021’de yaşamı inşa edeceğiz’

Gazetemize ulaşmak için tıklayınız…

Son haberler

Van Gogh’un eseri 100 yıl sonra sergileniyor

Van Gogh’un eseri 100 yıl sonra sergileniyor

Hakkari’de tarih yok oluyor: 500 yıllık evler çürümeye terk edildi

Hakkari’de tarih yok oluyor: 500 yıllık evler çürümeye terk edildi

Katip Çelebi Üniversitesi aile şirketine dönüşmüş: Kadrolu 27 akraba

Katip Çelebi Üniversitesi aile şirketine dönüşmüş: Kadrolu 27 akraba

İşsiz kalan müzisyenler sokaklarda çalıyor

İşsiz kalan müzisyenler sokaklarda çalıyor

Biden Yeşil Kart kısıtlamalarını kaldırdı

Biden Yeşil Kart kısıtlamalarını kaldırdı

‘İktidar özgürce düşünebilmeyi tasfiye etmeye çalışıyor’

‘İktidar özgürce düşünebilmeyi tasfiye etmeye çalışıyor’

Elazığ ve Sakarya’da karantina önlemi

Elazığ ve Sakarya’da karantina önlemi

SES: Karadeniz’de yaşanan vaka artışlarının sebebi kongreler

SES: Karadeniz’de yaşanan vaka artışlarının sebebi kongreler

Salgını fırsat bilenleri tanıyoruz

Siyaset-Boğaziçi ve öfke

1 Mayıs: Ekmek, gül ve hürriyet

İlhan’ın paltosu kanlı

Yeni Yaşam Gazetesi

Bilgilerimiz

  • Künye
  • Hakkımızda

Bizi takip et

No Result
View All Result
  • Kadın Eki
  • E-Gazete Tümü
  • Haberler
    • Güncel
    • Politika
    • Emek-Ekonomi
    • Yaşam
  • Kadın
  • Dünya
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Karikatür
  • Yazarlar
  • Söyleşi
  • Tüm Haberler