• Künye
  • Hakkımızda
Perşembe, Şubat 25, 2021
No Result
View All Result
Yeni Yaşam Gazetesi
  • Kadın Eki
  • E-Gazete Tümü
  • Haberler
    • Güncel
    • Politika
    • Emek-Ekonomi
    • Yaşam
  • Kadın
  • Dünya
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Karikatür
  • Yazarlar
  • Söyleşi
  • Tüm Haberler
  • Kadın Eki
  • E-Gazete Tümü
  • Haberler
    • Güncel
    • Politika
    • Emek-Ekonomi
    • Yaşam
  • Kadın
  • Dünya
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Karikatür
  • Yazarlar
  • Söyleşi
  • Tüm Haberler
No Result
View All Result
Yeni Yaşam Gazetesi
No Result
View All Result
Anasayfa Güncel

Usul esasa mukaddem(mi)dir?

2021 TÜRKİYESİ HUKUKİ PROJEKSİYON DENEMESİNE GİRİŞE KATKI

Perşembe, Ocak 21, 2021 09:59
içinde Güncel, Özel
Usul esasa mukaddem(mi)dir?
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşWhatsapp'ta Paylaş

Marks’a göre işin hiçbir ‘gizemli’ yanı yok: Köleysen siyasi haklardan- varoluştan söz edilemez ya da siyasal hakları, siyasal varoluşları ortadan kaldırıldığı için köleler köledir. Çünkü ‘savaş ve işgal hukuku’ yürürlüktedir

Hasan Aslan

BenzerHaberler

Şartlı tahliyeye keyfi engel!

Şartlı tahliyeye keyfi engel!

‘Örgüte yardım’ iddiasıyla ceza alanlara şartlı tahliye yolu

‘Örgüte yardım’ iddiasıyla ceza alanlara şartlı tahliye yolu

Her şey için mücadele etmeliyiz, en küçük bir haksızlığa bile karşı çıkmalıyız. Bugün karşı çıkmadığımız her şey yarın karşımıza daha büyük bir sorun ve başka sorunların da kaynağı olarak çıkacak, haksızlık ve zulüm artarak mengenemizi daha çok sıkıştıracaktır. Egemenlerin, burjuvazinin bu konuda yüzlerce, binlerce yıllık deneyimi ve arkalarında büyük bir işbirlikçi yazar-çizer grubu, medya ve son derece gelişmiş iletişim yolları vardır. Toplumun bir kesiminin bile olsa ‘rıza’sını almak en azından böyle görülmek için baskıyla birlikte devletin din, kültür, eğitim, aile, hukuk vb. ideolojik aygıtlarla yaptığı manipülasyona her yerde karşı çıkmak, bunları deşifre etmek, yalanı-yanlışı, yağmayı, yolsuzlukları, vurgunu, haksızlıkları, adam kayırmaları, yozlaşmaları, ihale kanununu 180 küsur kez değiştirip büyük ihaleleri beşli çeteye devretmelerini… açığa çıkarmak öncelikli görevlerimizden olmalıdır. İşçi sınıfının, emekçilerin, sendikaların hak arama mücadelelerinde olsun işten çıkarılma-atılma mücadelelerinde birlikte olmalıyız, maden işçilerinin, inşaat işçilerinin, demir-çelik işçilerinin, büro işçilerinin bütün işçi sınıfının yanında-birlikte olmalıyız. Ürettiğini satamayan, ürününe pazar bulamayan, malını yok pahasına elinden çıkaran veya tefeci-bezirgân tüccarın eline düşen yoksul köylünün, çiftçinin yanında olmalıyız. Emeklilerimizin, EYT milyonlarca kardeşimizle birlikte olmalı, eylemlerini desteklemeliyiz. Gülü tarife ne hâcât, ne çiçektir biliriz; ‘Alevilik, İslam içi mi dışı mı?’ gibi açılmak istenen tartışmalara prim vermeyen, bin yıldır baş eğmeden, diz çökmeden, varlık ve haysiyet mücadeleleriyle örnek olan Alevi canlarla Alevi olup sâf saf olup ceme durmalıyız. Kürt halkına, yurtseverlere karşı yapılan bütün haksız uygulamalara, zulümler karşı çıkmalı, bütün yurttaşlarımız için, sadece gazetecilik yaptıkları için tutsak edilen bütün kardeşlerimiz için, koşulsuz af mücadelesi vermeliyiz. Pandemi koşullarında toplum sağlığına gerekli önem ve özeni göstermeyen, koronavirüs aşısının teminini ve uygulamasını organize edemeyen (Bu arada iktidar ve yandaşlarının aşı olduklarını, olmaya devam ettiklerini ve sağlık hizmetlerine çok kolay ulaştıklarını basından öğrendik!) sağlık emekçilerinin korunması için gerekli önlemleri almayan Sağlık Bakanlığı’nı teşhir etmeye ve sağlık emekçilerinin yanında durmaya devam etmeliyiz.

Saldırı püskürtülmeli

Mahallelerdeki ilköğretim okullarının, liselerin İHL’ye çevrilerek çocukların zorunlu olarak buralara yönlendirilmelerine, liyakatsiz kişilerin okullara yönetici olarak atanmasına, özellikle Eğitim Sen üyesi eğitim emekçilerinin sürülmelerine veya pandemi koşullarında başka yerlerde görevlendirilmelerine, kayyum rektör atamalarına, hapishanelerdeki çıplak aramalara karşı çıkmalıyız. Yüzlerce yıllık ana topraklarına HES yapılmak istenilerek buralardan sürülmeleri murat edilen yurttaşlarımızın yanından ayrılmamalıyız. Meseleleri içselleştirerek bilince çıkarmış ve bu meselelerin (toplum-insan-işçi sınıfı-kadın-doğa-hayvan haklarının…) birer mücadelecisi olarak; kadın hakları savunucularının, LGBTİ+ bireylerin, doğa ve hayvan hakları savunucularının koşulsuz destekçisi ve yanlarında birer sıra neferi olmalıyız. STK’lere kayyum atamalarına geri adımsız karşı çıkmalı, ‘uygar dünyaya’ sözde şirin görünmek için bırakılan laikliğin son kırıntıları bile çok görülerek ülkeyi şeriatın tamamen teslim almasına; ‘devletleşen parti şirketleşen devletin’ can damarlarımıza yönelik bütün uygulamalarına karşı çıkmalı, hayatın hiçbir alanında hukuk mücadelesinden vazgeçmemeliyiz. Hiçbir hakkımızdan vazgeçmemeli, birlik ve dayanışma içinde toplumsal ve bireysel yaşamlarımıza yöneltilen her türlü saldırıyı karşılamalı, püskürtmeye çalışmalı, püskürtmeli ve sömürüsüz bir dünya için eşitliğe-özgürlüğe giden yolun taşlarını mücadelemizle döşemeliyiz.

“Her Türk vatandaşının bu Anayasa’daki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme, varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu; “(T.C. Anayasası Başlangıç)

25 Aralık 2020 İHD Genel Merkezi

Selahattin Demirtaş, 4 Kasım 2016’den bugüne Edirne F Tipi Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’nde tutulmaktadır. Selahattin Demirtaş ve avukatları, iç hukuk yollarının tüketilmesinin ardından AİHM’e başvurmuştur. AİHM, 20 Kasım 2018 tarihli Daire kararında; Demirtaş’ın tutuklamasının hukuka aykırı olduğunu ve serbest bırakılması gerektiğini belirtmiştir. Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi, 30 Kasım 2018 tarihli duruşmada Demirtaş’ı tahliye etmemiş, hemen ardından İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nce başka bir dosyadan propaganda suçlamasından verilen 4 yıl 8 aylık hapis cezası onanmış Demirtaş hükümlü hale getirilmiştir.

… AİHM Büyük Daire’ye taşınan davada 20 Eylül 2019 günü karar verilecekken, Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi,

… 2 Eylül 2019 günü Demirtaş’ın salıverilmesi için avukatlarınca başvuru yapılmış ve 20 Eylül 2019 günü Demirtaş hakkında koşullu salıverilme kararı verilmiştir. Fakat aynı gün, Ankara Sulh Ceza Hakimliği, Demirtaş ve Figen Yüksekdağ hakkında tutuklama kararı vermiştir. Gerçekleştirilen tutuklamanın, Demirtaş ve Yüksekdağ’ı tahliye etmemek için uydurulan hukuki sürecin bir parçası olduğu çok açıktır.

AİHM Büyük Daire 22 Aralık 2020 tarihli 14305/17 başvuru nolu Selahattin Demirtaş/Türkiye kararı: ‘Demirtaş’ın AİHS’in 5. maddesinde düzenlenen kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.’”

Yazının tamamı İHD’nin sitesinde.

Bir başka örnek:

  1. Ağır Ceza Mahkemesi, Gezi Parkı olayları nedeniyle yargılandığı davada, Osman Kavala’nın 18 Şubat 2020’de beraat ve tahliyesine karar verdi. Ancak aynı gün 15 Temmuz darbe girişimi davasından, hakkında gözaltı kararı çıkarılan Kavala, ertesi gün (19 Şubat 2020) çıkarıldığı hakimlik tarafından “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamasıyla tutuklandı.

Şimdi de yeni bir durumla karşı karşıyayız: Cezaları biten tutuklulara ‘pişmanlık yasası’ dayatması.

İzmir Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’nde 2016 yılından bu yana tutuklu bulunan Merve Nur İşleyici, Didar Bozan ve Ceylan Bozkurt, “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla verilen cezanın 9 Ocak’ta sona ermesine rağmen tahliye edilmiyor. Tahliye edilmeyi bekleyen Bozan ve Bozkurt’a, 1 Ocak itibarıyla yürürlüğe giren “Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik” kanunu gerekçesiyle tahliye edilmeyecekleri bildirildi.” (12 Ocak 2021 Yeni Yaşam gazetesi)

Burada kayıtlarla gösterilmek istenilen “hukuk düzeni içinde” gerek T.C. mahkemelerinin gerekse AİHM karalarına uyulmaması her (gerçekleşmeyen kararı=) tahliyeyi yeni bir tutukluluğun takip etmesi, kararların arkasından dolanılması, (AİHM gitmek için ‘usul’en zorunlu olan) ‘iç hukuk’ denilen aşamada ‘adalet saray’larının dik yokuşlarında, dibi görülmeyen uçurumlarında, nerede başlayıp nerede bittiği belli olmayan devasa caddelerinde, labirent benzeri yollarında, çıkmaz sokaklarında, miden bulanıp kafan dönerek defalarca geçtiğin başı sonu belli olmayan koridorlarında, tebligat-iddia-savunma-karar-temyiz-istinaf- daha daha üst mahkeme bataklıklarında… insanların ve dosyaların kaybolması, kaybedilmek istenilmesi ve devamıdır… Üstelik bu ‘iç hukuk’ sadece parası olanlar için çalışır; her dosya, her mahkeme yeni bir masraftır; vekâlet ücretinden başlayarak, dosya, bilirkişi, mahkeme, keşif, parası, üst mahkemeye itiraz parası…

T.C. Anayasası’nın ‘Siyasi Haklar ve Ödevler’ başlıklı IV. Bölümünden özet:

Her vatandaş,

* Seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkına,

*  Parti kurma, partilere girme, partilerden ayrılma hakkına,

*  Kamu hizmetlerine girme hakkı: Her Türk vatandaşı hiçbir ayrım gözetilmeden kamu hizmetlerine girme hakkına,

* Dilekçe, Bilgi edinme ve Kamu Denetçisine başvurma hakkına sahiptir.

* Vergi ödemekle yükümlüdür.

Bugün içlerinde milletvekili, eski milletvekili, parti yöneticisi, üyesi özellikle genel olarak solcu, demokrat, Kürt on binlerce insanın ‘siyasi faaliyette bulunma’ haklarını kullandıkları için cezaevlerini doldurduklarını biliyoruz. Gazetelerde her gün devlet dairelerine, belediyeler, üniversitelere vb. onlarca ‘adrese teslim iş’ ilanlarını-haberlerini okuyoruz. ‘Kamu hizmetlerine girme hakkı’ sadece ve sadece iktidar ve yandaşları için geçerli. TBMM’de bile birçok milletvekili bilgi edinme hakkını kullanamamaktan şikâyetçi… Doğrudan veya dolaylı vergi bahsini açmayalım!

14 Aralık 2020. Yer TBMM. Kürsüde konuşan kişi T.C. Dış İşleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu:

“Ülkede seçim yok. Seçim olsa da iktidarın size verilmeyeceğini biliyorsunuz. Yoksa darbe beklentiniz mi var nereden devralacaksınız, kimden devralacaksınız?”

Bugün Türkiye’de vatandaşın ‘siyasi haklarını kullandığından’, ‘siyasi faaliyette bulunma hakkına sahip olduğundan’, ‘ülkenin gelecek siyasi durumuna bugünden karar verildiğinin ve siyasi bir devrin söz konusu olamadığının bilindiği varsayıldığından’ gerek vatandaş gerekse toplum için bir ‘siyaset’ten, ‘siyasi varoluştan’ söz edilebilir mi?

Bu konuda K. Marks’ın düşüncelerini özetleyelim.

“… Romalılar, özel mülkiyet hakkını, soyut kişi hukukunu geliştirenlerin başında geliyor ve bu Romalılarda hiçbir zaman gizemli bir biçim almıyor:

Fethedilen ülkelere, köle olarak insanlara karşı bir özel mülk olarak davranılıyor, bu ülkelerde jus utendi et abutendi [kullanma ve kötüye kullanma hakkı] hüküm sürüyor. Burada kendine özgü hiçbir şey bulunmuyor.

Kölelik savaş hukuku ile işgal hakkı ile açıklanıyor: Siyasal varoluşları ortadan kaldırıldığı içindir ki köleler köle oluyor.” (K.Marks, Hegel’in Hukuk Felsefesinin Eleştirisi, s. 160-61 Sol Yay.)

“Öyleyse tarihin görevi gökyüzüne-kutsala dair olan dinin ve insanın kutsal olmayan-yeryüzü tarafına dair olan hukukun maskesini düşürmek oluyor” diyen Marks’a göre işin hiçbir ‘gizemli’ yanı yok: Köleysen siyasi haklardan- varoluştan söz edilemez ya da siyasal hakları, siyasal varoluşları ortadan kaldırıldığı için köleler köledir. Çünkü ‘savaş ve işgal hukuku’ yürürlüktedir. Efendinin özel malı olan köle için değil siyasal hukuk, ‘hukuk’ söz konusu değildir! Bu durumda ‘Usul’ için  ‘Esas’tan; ‘Esas’ için ‘Usul’den feragat bahsi idraksizliğin nirvana makamıdır; önemli olan kayıt altına alabilmek, belgelemek, tarihe not düşmektir. (K.Marks, Hegel’in Hukuk Felsefesinin Eleştirisine Katkı Giriş, s. 193. Sol Yay.)

Meşhur mecazdır, balinanın ana besin kaynaklarından biri olan sardalyagillerden (Hamsi de bu ailedendir) ringa balığı, balinanın karnında uzun süre yaşarmış, görmedim. İskenderun Körfezi’nde Balıkçı Corc’un temizlenmek için yardığı on küsur kiloluk akyanın karnından tezgâha canlı kefal, sardalya yavrularının dağıldığının ise tanığıyım. O gün bugündür düşünürüm, acaba bu ringa, hamsi, sardalya nerede yüzdüğünü biliyor mu, özgür olarak Akdeniz’in ılık, mavi, berrak sularında mı yüzdüğünü sanıyor? Acaba balık hafızası denilen şey gerçek mi? Ya da bu yol nereye çıkar?

2021 yılına siyasette, hukukta bir dizi (film misali) galat-ı meşhurun, galat-ı meşru olarak anlatılıp karara bağlanmasına devam ederek girdik, böyle devam etmemesi bizim mücadelemize bağlı.

2021 Türkiye’si Hukuki Projeksiyon Denemesine Girişe (Ya Da Ringa/Hamsi Çağına Giriş Denemesine) Katkı.

 

Etiketler: şartlı tahliyeyeni infaz düzenlemesi
Yeni Yaşam Gazetesi

Yeni Yaşam Gazetesi

Tüm Yazılar

İlgili Haberler

Katip Çelebi Üniversitesi aile şirketine dönüşmüş: Kadrolu 27 akraba
Güncel

Katip Çelebi Üniversitesi aile şirketine dönüşmüş: Kadrolu 27 akraba

‘İktidar özgürce düşünebilmeyi tasfiye etmeye çalışıyor’
Güncel

‘İktidar özgürce düşünebilmeyi tasfiye etmeye çalışıyor’

Yunanistan’dan ‘Ayasofya yeniden müze olsun’ çağrısı
Güncel

Yunanistan’dan ‘Ayasofya yeniden müze olsun’ çağrısı

Ankara’da 2 öğrenci gözaltına alındı
Güncel

Ankara’da 2 öğrenci gözaltına alındı

Herkes İçin Adalet: Bu topraklara özgürlük gelecek!
Güncel

Herkes İçin Adalet: Bu topraklara özgürlük gelecek!

HDP’nin açıklamasına engel: Yarın ki AKP kongresini de yasaklayacak mısınız?
Güncel

HDP’nin açıklamasına engel: Yarın ki AKP kongresini de yasaklayacak mısınız?

Daha fazla yükle
Sonraki Haber
Yazmasalardı bilmeyecektik

Yazmasalardı bilmeyecektik

Gazetemize ulaşmak için tıklayınız…

Son haberler

Kadın örgütleri: Toplum cins kırımına ‘dur’ demeli

Kadın örgütleri: Toplum cins kırımına ‘dur’ demeli

Ekvator’da cezaevlerindeki isyanda can kaybı 75 oldu

Ekvator’da cezaevlerindeki isyanda can kaybı 75 oldu

Van Gogh’un eseri 100 yıl sonra sergileniyor

Van Gogh’un eseri 100 yıl sonra sergileniyor

Hakkari’de tarih yok oluyor: 500 yıllık evler çürümeye terk edildi

Hakkari’de tarih yok oluyor: 500 yıllık evler çürümeye terk edildi

Katip Çelebi Üniversitesi aile şirketine dönüşmüş: Kadrolu 27 akraba

Katip Çelebi Üniversitesi aile şirketine dönüşmüş: Kadrolu 27 akraba

İşsiz kalan müzisyenler sokaklarda çalıyor

İşsiz kalan müzisyenler sokaklarda çalıyor

Biden Yeşil Kart kısıtlamalarını kaldırdı

Biden Yeşil Kart kısıtlamalarını kaldırdı

‘İktidar özgürce düşünebilmeyi tasfiye etmeye çalışıyor’

‘İktidar özgürce düşünebilmeyi tasfiye etmeye çalışıyor’

Elazığ ve Sakarya’da karantina önlemi

Elazığ ve Sakarya’da karantina önlemi

SES: Karadeniz’de yaşanan vaka artışlarının sebebi kongreler

SES: Karadeniz’de yaşanan vaka artışlarının sebebi kongreler

Yeni Yaşam Gazetesi

Bilgilerimiz

  • Künye
  • Hakkımızda

Bizi takip et

No Result
View All Result
  • Kadın Eki
  • E-Gazete Tümü
  • Haberler
    • Güncel
    • Politika
    • Emek-Ekonomi
    • Yaşam
  • Kadın
  • Dünya
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Karikatür
  • Yazarlar
  • Söyleşi
  • Tüm Haberler