Boğaziçi’ne kayyum rektör atanmasını protesto ettikleri için gözaltına alınan Havin Özcan, ‘Kürt olduğum için ve cinsel yönelimimden dolayı yaşadığım işkenceleri anlattığım için yüzlerce ölüm tehdidi aldım’ dedi
Yadigar Aygün/İstanbul
Boğaziçi Üniversitesi’ne Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla AKP eski milletvekili aday adayı Prof. Melih Bulu’nun rektör olarak atanmasına karşı öğrenci eylemleri ve protestoları sürüyor. Eylem sırasında çok sayıda öğrenci gözaltına alındı. Gözaltı sırasında öğrenciler; şiddet, darp, işkence, ters kelepçe ve zorla çıplak aramaya maruz kaldı. Öğrenciler, hedef gösterildi. Gözaltı sırasında ise polis tarafından LGBT+İ aktivistleri Yıldız İdil Şen ve Havin Özcan copla tecavüz etme, öldürmekle tehdit edildi. Havin Özcan, gözaltı sürecinde ve sonrasında yaşadığı hak ihlallerini gazetemize anlattı.
‘Demokrasiye darbe’
İstanbul Üniversitesi öğrencisi Havin Özcan, seçilen belediyelere atanan kayyumları hatırlatarak şimdi de üniversitelere kayyum atandığını vurguladı. Kayyum rektörlerin atanma sebeplerinin üniversiteleri baskı altına almak olduğunu söyledi. Özcan, “Atanan kayyum aslında sadece üniversitelere değil tüm demokrasiye bir darbedir. Gençlik ve öğrenciler bizim olan hakları almak için direnişe katıldık ve anayasal hakkımız olan protesto polislerce engellenmeye çalışıldı. Kararlılığımız o günü zafere ulaştırdı” dedi.
Adliyeye kadar sürdü
Gözaltında maruz kaldığı tehditlere dikkat çeken Özcan, “Benim evime gelen onlarca polis uzun namlulu silahlarla, sözlü taciz ve fiziksel şiddet uyguladı. Sırtıma oturup ‘Devlet burada, hadi şimdi söyle bizim katil olmadığımızı’ diyerek yüzüme tokat, sırtıma ise yumruk attı. Ters kelepçelerle bir saat yerde yatırıp beklettiler. Hastaneye götürdüklerinde karşımızdan gelen polis beni görünce kamusal alanda herkesin içinde ‘İbne gelmiş, bunu tecavüz edip öldüreceğim’ dedi ve kimse bu ne diyor demedi daha sonra nezarethaneye götürdüklerine 5 polis etrafıma toplanıp ‘Sana copu sokucam, kuru mu istersin yağlı mı?’ deyip sözlü şiddette ve tehditte bulundu. Daha sonrasında direnmeme rağmen çıplak aramaya dayatıldım zorla avukatlarla görüşmemde bile sorun yaratmaya çalıştılar sürekli. Polislerin çoğu hem kadın hem erkek kişisel telefonlarıyla bizleri videoya aldılar ki bu bir suç. Her yüz yüze geldiğim polis hakaretlerde bulundular. Bu işkence ayağımı adliyeden dışarı atasıya kadar sürdü” dedi.
‘Mücadelemiz büyüyor’
Irkçı ve nefret söylemine maruz kalan Özcan, sonuna kadar mücadele edeceğinin altını çizdi. Özcan, “LGBTİ+bireyi olmam bu kadar cinsel sözlü, fiziksel şiddete maruz kalmama neden olan başlıca nedendi. Ayrıca Kürt ezilmiş kimliğimle beraber bu nefret daha da arttı. Sosyal medyadan AKP, MHP Milletvekilleri tarafından alenen hedef gösterilip fotoğraflarım ‘terörist’ diye paylaşıldı. Kürt olduğum için ve cinsel yönelimimden dolayı yaşadığım işkenceleri anlattığım için yüzlerce ölüm tehditi aldım. Bu nefrete karşı söylemek istediğim Kürdüm, ibneyim ve her şeyden önce onurluyum. Gençlik dik durdukça faşizm eğilecek önümüzde. Mücadelemiz isyanımızla büyüyor. Birleşin lubunyalar, devrim biz olmadan olmayacak. Gökkuşağı bayraklarınızı faşizme karşı omuzlayın. Nefrete inat, yaşasın hayat” diye konuştu.