• Künye
  • Hakkımızda
Pazartesi, Mart 1, 2021
No Result
View All Result
Yeni Yaşam Gazetesi
  • Kadın Eki
  • E-Gazete Tümü
  • Haberler
    • Güncel
    • Politika
    • Emek-Ekonomi
    • Yaşam
  • Kadın
  • Dünya
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Karikatür
  • Yazarlar
  • Söyleşi
  • Tüm Haberler
  • Kadın Eki
  • E-Gazete Tümü
  • Haberler
    • Güncel
    • Politika
    • Emek-Ekonomi
    • Yaşam
  • Kadın
  • Dünya
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Karikatür
  • Yazarlar
  • Söyleşi
  • Tüm Haberler
No Result
View All Result
Yeni Yaşam Gazetesi
No Result
View All Result
Anasayfa Yazarlar

Zaman ve mekan güdümlü ücrete karşı grup

Pazartesi, Ocak 18, 2021 11:03
içinde Yazarlar
Türkiye’nin Nizam-ı Alemi
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşWhatsapp'ta Paylaş

Bir insana asgari ücretin en az 5 katının verildiğini, iş günlerinde istediği zaman en az 1 saat için işyerine uğraması ve dilediği bölümde, dilediği işi yaptığını varsayalım. Üstelik dilediği zaman istifa edip, yaşamına dair başka kararlar verebileceği de kabul edilsin. Muhteşem, konforlu ve özgür bir hayat olanağı sunulduğu düşünülebilir. Muhtemelen günümüzün prototipi insanı bir süre para biriktirir.

Bol zamanının bir bölümünde kendini geliştirmeyi, geri kalanında eğlenir. Gelirinin de bir bölümünü tasarruf etmeyi ve ileride kendisinin patronu olacağı bir iş kuracağı düşünülebilir. Yani yine çalışmayı ve güç sahibi olmayı, karar verme ve daha yüksek kazanma olanaklarıyla özgür olacağını hesaplayabilir. Eğer aksine, herhangi bir hırsı, gayreti yok ise ve dilerse hayatının sonuna kadar aynı işi sürdürebilir, hatta geliri ile refah içinde yaşamayı tercih edebilir. Hani her gün polise gidip imza vermek zorunda olan tutsaklar vardır.

BenzerHaberler

Türkiye’nin Nizam-ı Alemi

Kürt hareketinin global öncü-kurucu olma zorunluluğu

Türkiye’nin Nizam-ı Alemi

Garê senaryoları ve yeni fırsatlar

Nereye giderlerse gitsinler her gün dönüp, aynı polis karakoluna giderek imza atmak ve orada olduklarını teyit etmek mecburiyetindedirler. Fiziksel görünüm bağlamında reel olarak iyi ücretli prototipimizle aynı şartlara sahip aslında. İkisi de zaman ve mekan olarak bağımlı haldeler. Nereye giderlerse gitsinler gün içinde dönüp aynı yere gelirler. Ve zamanın hangi dilimini tercih ederlerse etsinler, belli bir kesitte benzer rutini tekrarlarlar. Sonuçta yasal zorunluluk bağlamınnda mahkum, çalışma ihtiyacı bağlamında ücretli bırkaç yıl içinde mevcut zorunluluktan kurtulsalar da içinde bulundukları zaman itibariyle denetim altındadırlar. İşler iyi gittiğinde mahkum, sürecini doldurup, özgür olduğuna varsayarak, kendi hayatını serbest bir irade ile kurmaya yeltenecektir ve en iyi ihtimalle iş arayacaktır veya imkanları var ise iş kuracaktır.

Belki bir önceki iş ve yaşam alanına dönecektir. Ücretli ise bir zaman sonra kendi işini kurma mücadelesi verecektir. Belki patron olup ekonomi ve statü bağlamında kendini güvenceye alma gayreti gösterecektir. Anlatmak istediğim şu ki, içinde olduğumuz hayatın verdiği alışkanlıklardan dolayı fark edemiyor, zamana ve mekana olan bağımlılığımızı irdeleyemiyoruz. Oysa bir ömre yayılmış, insan neslinin kurduğu sistem itibariyle bağımlı bir zaman ve mekan var hayatımızda. Gıpta ile bakılan bir refah ülkesinde 2-3 yaşına kadar ev, ardından kreş, 6-7 yaşından itibaren okul, devamında üniversite veya mesleki eğitim ve en iyi ihtimalle 20’lerde başlayan iş yaşamı planlanmış bir düzenektir. Üstelik örneklediğimiz gibi öyle 1 saat de değil. Yoğun, stresli ve mücadeleci. Dikkat edilirse zaman ve mekanda; tatil, geziler, ziyaretler, katılımlar vs yıllık döngü haricinde farklı planlar yapmak mümkün değil. Olsa da mevcut işi, ilişkileri vs kaybetme riski var.

Normal düzende özlemler, planlar vs hepsi emeklilik sonrasına ertelenir, ki oysa o zaman geldiğinde de kişinin bedensel yapısı, sağlık sorunları, yaşının getirdiği eğilimlerden kaynaklı değişen planlar ve yaş ilerledikçe başlayan izolasyon, tıbbi olarak ölüm olmasa dahi yalnızlıktan kaynaklı ölüme eşdeğer ruhsal çöküntü görülür. Acaba bu handikapları aşmak, düzenekleri değiştirmek mümkün eğil mi? İnsan eliyle oluşan dizgiyi aşmak yine insen eliyle olanak dahilinde değil mi? Hatırlayalım, çok değil birkaç yüzyıllık ömrü olan kapitalizm öncesinde bu kadar sistematize edilmiş bir ücret, kar, faiz sistemi yoktu. Aynı şekilde sermaye düzeni, hukuk ve devlet mekanizmasıda söz konusu değildi. Ve şu yakın dönemde mekanizmaya eklenen her şeyi kontrol eden, sistemi mükemmel bir makinaya dönüştüren teknoloji de yoktu.

Acaba toplumsallığımızı yeniden hatırlar, birey, kurum, makine, yasa, devlet dizgisindeki düzeneğin yerine grup dayanışma düzenine geçmenin etkileri üzerinde tartışmak mümkün değil mi? Bireyler ve bireylerle kurum ve devlet, görev ve hukuk bağlamında tanımlanmıştır. Ekonomik ilişki ücret, kar, faiz döngüsü içinde işleyen bir yaşam, tarz, kültüre göre donanmıştır. Oysa grup içi ilişki yüz yüze diyalogların gereği kültürel reflekslere, ahlaka ve inanç anlayışına, ekonomik ilişleri dayanışma kapsamında işbirliği ve işbölümüne, sorunsal alanları müzakere, tartışma ve ortak çözüm arayışlarıyla aşamayı hedefler. En küçük grup ya da toplumsal çekirdek olan aile kurumunu irdeleyelim. Duygu birliği aynı zamanda bir güç birliğini de getiriyor. Kadın, erkek, çocuk ve yaşlılar bir duygu birliği, bir dayanışma içindedir. Elbet aynı zamanda sistemin de kendini yeniden ürettiği alan ailedir. Ve bu aile içinde hiyerarşik sistem; eğitim, meslek, ekonomik güç, fiziki farklılık, dinsel ve geleneksel yapı nedeniyle adeta egemenliğin izdüşümüdür.

Eğer aile içinden başlayarak paylaşımcı bir işbirliği, bağımlılık yerine özgürleştirici bir duygu birliği yakalanırsa ve bu grup, toplum düzeyinde yayılırsa eminim ki zamana ve makana bağımlı, ücret, kar, faiz girdabı değişeceği gibi bir bütün farklı bir uygarlık sürecine geçilir. Mesela bir grubun işbirliği ve planlaması neticesinde bir birey belli bir zaman hiç çalışmayabilir, boşluğunu grup dayanışması doldururken o başka mekana gidip başka arayış ve çalışmalar yürütebilir. Ve yapacağı işleri de paylaşacağı bir grup, topluluk olduğu için anlam kazanır. Ki bilelim anlamlandırılan her şey aynı zamanda sevgi, mutluluk ve yaşamla doğru ilişkinin dinamosudur. Grup içi dayanışma; bireysel psikolojik sorunların çözülmesi, zayıflıkların, hastalıkların aşılması, tecrübe ve yeteneklerin paylaşılması, grup dışı ilişkileri sağlamada dinamik ve iç içe geçişe imkan tanıması anlamında etkilidir. Toplumsallık geniş ve derin bir kapsama yayılır. Bu zaviyede düşünsel üretimimizi güçlendirmemizin faydalı olacağını düşünüyorum.

 

Etiketler: Ehmed Pelda
Ehmed Pelda

Ehmed Pelda

İlgili Haberler

Onlar Semirsin! Biz Geberelim!
Yazarlar

Tek zihniyet iki ittifak

Türkiye’nin Nizam-ı Alemi
Yazarlar

Kürt hareketinin global öncü-kurucu olma zorunluluğu

infazda neden eşitlik istiyoruz?
Yazarlar

feminizm özgürleştirir!

Korona sonrasını ‘güç’ belirler
Yazarlar

Kaynatılan HDP kazanı

TARİHİN BELLEĞİ-Erken doğmuş bir Führer
Yazarlar

Kim yürürse öldürürler  bilirsin…

Biraz cesaret! Sayın Babacan size diyorum!
Yazarlar

HDP ya da demokratlık

Daha fazla yükle
Sonraki Haber
Rusya’ya dönen muhalif lider Navalny gözaltına alındı

Rusya'ya dönen muhalif lider Navalny gözaltına alındı

Gazetemize ulaşmak için tıklayınız…

Son haberler

Bu isyan eve sığmaz!

Bu isyan eve sığmaz!

Onlar Semirsin! Biz Geberelim!

Tek zihniyet iki ittifak

Özgürlük için yol bulmalıyız

Özgürlük için yol bulmalıyız

Grev haktır

Grev haktır

Meclis’in çökertildiği gün!

Meclis’in çökertildiği gün!

Meslektaşım, partili yoldaşım Yaşar Kemal

Meslektaşım, partili yoldaşım Yaşar Kemal

Ne yasak ne de serbest kitaplar

Bünyan Kadın Kapalı Cezaevi’nden mektup

infazda neden eşitlik istiyoruz?

feminizm özgürleştirir!

Türkiye’nin Nizam-ı Alemi

Kürt hareketinin global öncü-kurucu olma zorunluluğu

Muhalif olmak ve evlere hapsedilmek

Muhalif olmak ve evlere hapsedilmek

Yeni Yaşam Gazetesi

Bilgilerimiz

  • Künye
  • Hakkımızda

Bizi takip et

No Result
View All Result
  • Kadın Eki
  • E-Gazete Tümü
  • Haberler
    • Güncel
    • Politika
    • Emek-Ekonomi
    • Yaşam
  • Kadın
  • Dünya
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Karikatür
  • Yazarlar
  • Söyleşi
  • Tüm Haberler