• Künye
  • Hakkımızda
Perşembe, Şubat 25, 2021
No Result
View All Result
Yeni Yaşam Gazetesi
  • Kadın Eki
  • E-Gazete Tümü
  • Haberler
    • Güncel
    • Politika
    • Emek-Ekonomi
    • Yaşam
  • Kadın
  • Dünya
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Karikatür
  • Yazarlar
  • Söyleşi
  • Tüm Haberler
  • Kadın Eki
  • E-Gazete Tümü
  • Haberler
    • Güncel
    • Politika
    • Emek-Ekonomi
    • Yaşam
  • Kadın
  • Dünya
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Karikatür
  • Yazarlar
  • Söyleşi
  • Tüm Haberler
No Result
View All Result
Yeni Yaşam Gazetesi
No Result
View All Result
Anasayfa Yazarlar

Açlık grevi

Cuma, Ocak 22, 2021 09:50
içinde Yazarlar
İnfaz!
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşWhatsapp'ta Paylaş

Yorgun ama imanlı bedenlerin ahlaki, vicdani itirazına, isyanına bir kez daha tanıklık ediyoruz. Bu güçlü itiraz içeriden; 7’den 70’e bu ülkede insanca yaşamak isteyenlerin tutulduğu cezaevlerinden yükseliyor.

Tutsakların başlattığı açlık grevi bugün 57’nci gününde. 120’den fazla cezaevinde yüzlerce tutsak, taleplerini, itirazlarını, isyanlarını bir kez daha bedenlerini açlığa yatırarak dile getirmek zorunda kalıyor. Bunu yaparken mücadele iddiasında olan herkese çok esaslı bir eleştiri yöneltiyorlar. İmkansızlıklar içinde toplumsal mücadele dinamiklerine hem sorumluluklarını hatırlatıyor hem de bu sorumluluk yerde kalmasın diye onu sırtlıyorlar.

BenzerHaberler

İnfaz!

Egemenin dili

İnfaz!

Ay’a gidişin yolunu keşfettim!

Türkiye mücadele tarihi, tutsakların bütün olanaksızlıklara rağmen çıplak bedenleriyle direnişlerinin tarihidir aynı zamanda. Doğrudan tanık olduğum, içinde yer aldığım, bir parçası olduğum, bazen büyük bir kahırla izlediğim kaçıncı açlık grevi eylemi olduğunu hatırlamıyorum bile. Hatırladığım ilk büyük eylemlerden biri 1996 açlık greviydi. 19 Aralık’taki cezaevi katliamına gerekçe yapılan açlık grevleri döneminde Nazilli E Tipi Cezaevi’ndeydim. 2012 yılındaki açlık grevini bu kez Kandıra F Tipi Cezaevi’nde karşıladım.

Cezaevlerindeki açlık grevi eylemi, eylemciler için de refakatçiler için de ağır bir yük. Çünkü bu eylem zamana, günlere, koşullara, psikolojik ve fiziki saldırılara, insanın kendisine karşı verdiği büyük bir irade savaşı, nefs mücadelesidir. Tek dayanak inanç ve kararlılıktır. Bu tür eylemlerde insanlar yoldaşına zarar gelmemesi için bir adım öne çıkmaya çalışır, mücadelede sıra kapma yarışı başlar. Fedakarlığın, adanmışlığın en temiz hali yaşanır. Bu ruh hali, direnenlerin geride kalanlara moral verdiği bir ilişkilenme biçimini beraberinde getirir.

Bugün cezaevi koşulları her zamankinden daha ağır. Ama siyasi tutsaklar sadece kendi koşulları için “mecbur kalmadıkça başvurulmayacak” bu yönteme genellikle başvurmaz. Talepleri her zaman toplumsaldır. Bugün de bir kez daha İmralı’dan başlayarak bütün topluma yayılan tecride karşı açlık grevine başladılar. Bu talep aynı zamanda herkes için hak, hukuk, adalet talebidir. Toplumsal özgürlük talebidir. Çünkü mevcut iktidar hukuku, adaleti, yasayı, vicdani ve ahlaki sınırları tanımıyor. Çünkü demokrasinin, eşitliğin, insanca yaşamanın neredeyse herkes için lüks haline geldiği koşullarda, keyfiyet diz boyu. Açlık grevi işte bu kaskatı otoriter, baskıcı sisteme karşı mücadele kararlılığının dışa vurumudur. Evet bu devasa beton yığınından, buz kütlesinden parça koparmak çılgınlıktır ve devrimcilerin “deliliğe övgü” ile onu yüceltme derdi de yoktur. İnsan kalabilmenin yolu zulüm dağının parçası olmak yerine onu aşındıran bir su damlasına dönüşebilmektir.

İçeriden bu ses yükseldikçe dışarıda faşizm azgınlaşıyor. Daha düne kadar insanların bedenlerini eritmek pahasına gerçekleştirdiği direnişe saldıran kesimlerin çoğu da bugün saldırılardan nasipleniyor. “Terör, terör” klişesini ağızlarından düşürmeyenler sokak ortasında meydan dayağına çekiliyor, gazeteciler tehdit ediliyor.

Bütün bu azgın saldırganlık, kaba faşizm, yontulmamış nobranlık 2012 yılında yapılan açlık grevleri döneminde yaşananları anımsatıyor bir yanıyla. İktidar ortağı MHP’nin, HDP’den başlayarak toplumun birçok kesimine karşı sergilediği bu agresif ve saldırgan tutum, AKP-Cemaat ortaklığının son dönemlerindeki agresif ve saldırgan tutuma fazlasıyla benziyor. O dönemlerde de Cemaat iktidardan aldığı güçle Kürtlere saldırıyor, KCK operasyonları yapıyor, Kürt siyasetçileri hedef gösteriyor, “ülkenin çıkarları, beka” söylemlerini ağzından düşürmüyordu. Yaptıkları her şeyi “terörle mücadele” kisvesi altında yaptılar. Daha sonra gördük ki, “vatan, millet Sakarya” edebiyatının arkasına saklanan bu saldırılarla, aslında operasyon bütün ülkeye çekiliyormuş. Sonradan anladık ki perde arkasında büyük bir kapışma varmış ve bu kapışmanın üstünü örtmek için her iki taraf da Kürtlere, muhaliflere saldırıyormuş.

Çıkar çatışmasının eseri olan 15 Temmuz kapışmasının faturasını ve bedelini bütün toplum ödedik. Yarın da iktidar ortaklarının arasında yaşanacak bir kapışmanın bedelini yine bütün toplum hep birlikte ödeyeceğiz. Güç, sahibini zehirler ve iktidar olmak için hiçbir ahlaki değer tanımayanlar, elde ettiği gücü bir noktadan sonra paylaşmak istemez. O yüzden mevcut çelişkiler mutlaka bir gün hesaplaşmaya dönüşecek. Dolayısıyla bu durum kanlı-canlı darbe mekaniğidir ve bu mekanik iktidar unsurlarının tamamının marifetiyle yürürlüktedir. “Darbe darbe” diyerek ortalıkta dolaşanlar esas olarak kendi yaptıkları “darbeyi perdelemeye” çalışıyor. Tıpkı daha önce “Vesayet, devlet içinde devlet” diyerek ortalığı velveleye veren Cemaat’in kendi vesayetini ve paralel yapısını perdelemeye çalışması gibi. Bu AKP’nin iyi MHP’nin ya da cemaatin kötü olduğu anlamına gelmez; çıkar koalisyonları kötünün kötüyle ittifakıdır.

İşte cezaevlerinden yükselen itiraz ve direniş aynı zamanda bu darbe hukukuna, hak-hukuk, kaide-kural tanımaz iktidar anlayışına karşıdır. Bu sesi duymak ya da duymamak nerede durduğumuzla ilgilidir.

Etiketler: Kenan Kırkaya
Kenan Kırkaya

Kenan Kırkaya

Tüm Yazılar

İlgili Haberler

Salgını fırsat bilenleri tanıyoruz
Yazarlar

Siyaset-Boğaziçi ve öfke

1 Mayıs: Ekmek, gül ve hürriyet
Yazarlar

İlhan’ın paltosu kanlı

Her şeyi göze almak…
Yazarlar

Garê’den sonra…

Yazarlar

Anadilini konuşmak anneye verilen ikrara bağlı kalmaktır

Piramitler nasıl inşa edildi ya da korona
Yazarlar

Sel ve kader

Ortadoğu bilmecesi
Yazarlar

Barışa övgü

Daha fazla yükle
Sonraki Haber
Dayanışma zamanı…

Biden’li dönem; kavga bitti mi?

Gazetemize ulaşmak için tıklayınız…

Son haberler

İmamoğlu’ndan Kanal İstanbul çıkışı: İstanbul 1’den büyüktür

İmamoğlu’ndan Kanal İstanbul çıkışı: İstanbul 1’den büyüktür

Ankara’da şüpheli kadın ölümü

Ankara’da şüpheli kadın ölümü

HDP Kadın Meclisi: Hiçbir tehdit kadınlara geri adım attırmaz

HDP Kadın Meclisi: Hiçbir tehdit kadınlara geri adım attırmaz

Öcalan’la görüşme başvurusu reddedildi

Öcalan’la görüşme başvurusu reddedildi

Kürt rapçi vicdani reddini açıkladı

Kürt rapçi vicdani reddini açıkladı

Buldan: Güvenlikçi politikalarla Kürt sorunu çözülmez

Buldan: Güvenlikçi politikalarla Kürt sorunu çözülmez

Ordu muhtıra verdi, Paşinyan ‘darbe’ dedi

Ordu muhtıra verdi, Paşinyan ‘darbe’ dedi

Şentop’tan fezleke açıklaması: İçeriğe bakılır

Şentop’tan fezleke açıklaması: İçeriğe bakılır

Guardian Çakıcı ile iktidar ilişkisini yazdı

Guardian Çakıcı ile iktidar ilişkisini yazdı

Kürtçenin eğitim dili olması için imza kampanyası büyüyor

Kürtçenin eğitim dili olması için imza kampanyası büyüyor

Yeni Yaşam Gazetesi

Bilgilerimiz

  • Künye
  • Hakkımızda

Bizi takip et

No Result
View All Result
  • Kadın Eki
  • E-Gazete Tümü
  • Haberler
    • Güncel
    • Politika
    • Emek-Ekonomi
    • Yaşam
  • Kadın
  • Dünya
  • Kültür
  • Ekoloji
  • Karikatür
  • Yazarlar
  • Söyleşi
  • Tüm Haberler