Gebze cezaevinde tutuklu olan Şadiye Manap, gönderdiği mektupta, 28 yıllık yazı çalışmaları dahil her şeylerine el konulduğunu aktardı
Cezaevinden gelen hak ihlallerinin ardı arkası kesilmiyor. Özellikle siyasi tutuklular cezaevlerinde çeşitli baskı ve hak ihlallerini ya özgür basın kuruluşlarına gönderdikleri mektuplarla ya da aileleriyle yaptıkları görüşmelerde anlatmak durumunda kalıyor. 28 yıldan beri cezaevinde tutulan siyasi tutuklu Şadiye Manap’ın Jinnews’te yer verilen mektubunda cezaevi idaresi tarafından 27 Kasım 2020’de, odalara yapılan baskında bütün eşyalarına el konulduğunu aktardı.
‘Her şeyimizi çöp poşetlerine doldurdular’
Şadiye Manap gönderdiği mektupta 27 Kasım 2020’de odalarına baskın yapıldığını “Mahkeme kararıdır” deyip her şeylerini çöp poşetlerine doldurup götürdüklerini belirterek, “O poşetlere en çok da yıllardır emek verdiğimiz yazım çalışmaları doldurulup götürüldü. Ben de bu durumu Dünya Yazarlar Örgütü (PEN) ile paylaşmak istedim. Götürülen eşyalar içinde adres defterlerimiz de olduğundan, PEN’in adresi yanımda yoktu. Bu nedenle Gül’e gönderdim. Ama idare (Cezaevi yönetimi) buna da el koydu. ‘’Yalan, yanlış şeyler’’ yazdığımı iddia edip, bana disiplin soruşturması açtılar. Ben bu soruşturmaya itiraz ettim ve AİHM’e kadar da itiraz ederek, hakkımı arayacağım” diye yazdı.
‘Pandemi tedbirleri olmadan…’
“Burada yaşadıklarımızı görse, büyük ihtimalle oradaki insanlar gözlerine inanmaz” diyen Manap, odalara siperlik olmadan girildiğini, aynı ayakkabılarla cezaevinin her tarafını gezildiğini, aynı eldivenlerle hem çöplerin hem yiyecek, giyeceklerin, hem de üstlerinin arandığını aktardı.
’28 yıllık emek’
28 yıldır cezaevinde olduğunu belirten Manap, “Ülkemiz çok güvenli bir yer olmadığından ve ailenin ne kadar koruyabileceğini bilmediğimden, bir miktar fotoğraf ile bir miktar mektubun dışında hiçbir çalışmamı eve göndermedim. Yani 28 yıllık çalışmalarım yanımdaydı. Bu aramada abartısız olarak her şeyim götürüldü. Üzerimde mektup yazacağım kağıt kalmayacak tarzda, yazılı, yazısız her şey götürüldü. Hepsini yazmam mümkün değil. Ama aklıma gelenleri özetle paylaşmak istiyorum. Elli kadının her birinin böyle bir listeye sahip olduğunu düşünürsen, durumu tahmin edersin” diyerek kendisiyle birlikte 50 kadının bütün çalışmalarına el konulduğunu kaydetti.
Manal, el konulan çalışmalarının bir kısmının listesini şöyle aktardı:
*Boş defterleri, kartları, zarfları, kağıtları tek tek hesaplayamadım.
*Adres defterlerim,
*Özel duygularımı yazdığım günlüklerim,
*Şiir defterim,
*Destan çalışmam,
*Söz ve müziğini kendimin yaptığı en az elli şarkı çalışması,
*Öykü defterlerim,
*Masal derleme çalışmalarım,
*Çeviri çalışmalarım,
*Dilbilgisi ve gramer çalışma defterlerim,
*Araştırma- inceleme yazılarım,
*Okuduğum kitaplardan aldığım notların bulunduğu defterler,
*Anı – roman çalışmam,
*Mektuplarım,
*Fotoğraf ve albümlerim,
*Cezaevi kantininden aldığım Sony marka radyom,
*Bağlama enstrüman kelepçesi,
*Kaybettiğim sevdiklerimin mektuplarını yazdığım defter.
Manap’ın mektubundan son sözleri ise şöyle: “28 yıldır ürettiğim maddi, manevi her şeye el konuldu. Ben bunları arkadaşımla paylaşmak istedim diye, mektubuma el konuldu. Halkımın, dışardaki hemcinslerimin yaşadığı acıları, zorlukları bildiğimden büyük moralle direniyorum. Direneceğim de. Çünkü direnmenin yaşam olduğunu biliyorum.”
HABER MERKEZİ