Türkiye’nin ABD seçimlerini fırsata çevirerek Eyn İsa’yı almaya çalıştığını ve bunun için Hakan Fidan’ın Şam’a gittiğini belirten Aldar Xelîl, planların tutmadığını söyledi
Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eş Başkanlık Konseyi Üyesi Aldar Xelîl, ulusal birlik çalışmaları, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıları ve Özerk Yönetimin diplomatik çabalarına ilişkin Yeni Özgür Politika’nın sorularını yanıtladı.
Ulusal birlik çalışmaları ve ENKS ile devam eden görüşmelerde gelinen aşamaya değinen Xelîl, “Biz, Kürt Yüksek Mercii ile yönetimin yüzde 40’ının PYNK, yüzde 40’ının ENKS partilerinden oluşması gerektiğini; geriye kalan yüzde 20’lik kısmın da yüzde 10’unun PYNK, diğer yüzde 10’unun ise ENKS tarafından belirlenmesi gerektiğini söyledik. Yüzde 20’lik kısım, bu taraflar dışından belirlenecek. Aynı zamanda bu tarz genel anlaşmalar oldu ancak ENKS bazı sorunlar çıkardı. Onlar daha önceden üzerine anlaşmaya varılıp kurulan Demokratik Özerk Yönetim anlaşmasını değiştirmek istediler. Biz bunu doğru bulmadık. Bu anlaşmanın bölgedeki tüm halk bileşenlerinin iradesiyle oluşturulduğunu, toplumun iradesiyle yapıldığını, Kürt, Arap ve Süryanilerin ortak olduğunu söyledik. Birkaç siyasi partiyle bir araya gelip bu durumu değiştirmenin doğru olmadığını belirttik. Bunlar bu durumu şart yaptı, halen de bunu gerçekleştirmek istiyorlar. Halen de bu durum değişmeden anlaşmayı imzalamayacaklarını söylüyorlar. Biz de bu durumu yanlış gördük ki bu gerçekten bir sorun.”
‘Güçlendirmek değil, bozmak istiyorlar’
ENKS’nin yönetimi güçlendirmek yerine bozmaya yönelik taleplerde bulunduğunu belirten Xelil, şöyle devam etti: “Örneğin öz savunma görevini ve anadilde eğitim sistemini durdurmak, eşbaşkanlık sistemini de değiştirmek istiyorlar. Hatta projemizdeki bazı kavramlarda da ortak görüşe sahip değiliz. Onlar Demokratik Ulus’u fazla önemsemiyor. Bu durumlar şüphesiz bir sorun. ABD’nin Suriye temsilcisi seçimler dolayısıyla buradan gittiği için görüşmeler de doğal olarak durdu. ABD temsilcisi halen dönmediği için görüşmeler başlamış değil.”
ENKS’nin birlik görüşmelerinde sunduğu şartlara dair konuşan Xelîl, “Gelip bu yönetime dâhil olmak istiyorsan seçimler yapılmalıdır. Hep birlikte seçime gidelim, böylece yönetime dâhil olun, dedik. Onlar seçim olmadan yönetime dâhil olmakta ısrar ediyor. Hatta biz onlara bazı yerlerde kendi üyelerinizi çalışmalara alabilirsiniz ancak tamamını kabul etmiyoruz dedik. Onlar bunu da kabul etmiyor. Yönetimi yarı yarıya paylaşmak istiyorlar. Seçimsiz ve yarı yarıya kabul edilemez. Bunun için bu tartışmalar şimdilik durdu” dedi.
Xelil ayrıca “Roj Peşmergeleri”nin bölgeye getirilme talebinin mümkün olmadığını sözlerine ekledi.
Eyn İsa saldırısı
Xelil Eyn İsa’ya yönelik saldırıları da değerlendirdi. Türkiye’nin seçimlerin ardından ABD’de de görev değişimini fırsata çevirdiğini dile getiren Xelîl, “Saldırarak 1-2 günde o bölgeleri alabileceklerini tahmin ediyorlardı ancak doğrudan DSG’nin direnişiyle karşılaştılar. Halkımız da saldırılara karşı durdu. Böylece planları gerçekleşmedi” şeklinde konuştu.
‘Hakan Fidan Şam’a gitti’
Kuzey ve Doğu Suriye’nin birçok kentine yönelik eşzamanlı saldırıların bağlantılı olduğuna işaret eden Xelil, şunları söyledi: “MİT yöneticisi Hakan Fidan’ın Rusya aracılığıyla Şam’a geldiği bilgisi var. Türk devleti Eyn İsa ile Til Temir’e saldırırken, Şam rejimi de Qamişlo’da karışıklık çıkaracak ve böylece Demokratik Özerk Yönetimi köşeye sıkıştıracaklar. Buna dönük anlaşma yaptıkları bilgisi bize geldi ancak ne Eyn Îsa ne Til Temir ne de Qamişlo planları başarıya ulaştı. Başarıya ulaşmadı derken kriz bitti demiyorum, halen karışıklıklar ve sorunlar devam ediyor ancak planları başarısızlığa doğru gidiyor.”
Rusya
Rusya’nın hem Suriye hem de bölge için etkili bir role sahip olduğunu kaydeden Xelîl, “Demokratik projemizi rejime kabullendirmede Rusya’nın aracılık yapmasını istiyorduk. Çok çaba harcandı ancak Rusya şimdiye kadar kendisinden beklenen görevleri yerine getirmedi. Anladığımız o ki Suriye’de huzurun hemen olması kararı henüz verilmemiş ancak bu konuda çalışmalarımız devam ediyor. Rusya’nın etkili bir rol oynamasını ve çözüm diyaloguna başlamamız için rejimi ikna etmesini umuyoruz” diye konuştu.
ABD
ABD’nin de sahadaki önemli aktörlerden olduğunu belirten Xelîl, “Trump dönemi, bölge halkları için şanssızlıktı. Sadece bizim için değil, Filistin, Libya, Ermenistan, Yemen, Irak ve tüm Kürtler için Trump’ın tutumları olumlu değildi. Bölgedeki geçici siyasi durumlarda değişimler olabilir ancak şüphesiz ki ABD’nin stratejisi çabuk değişmez. Geçici siyasi yaklaşımlardan fayda sağlanabilir” dedi.
HABER MERKEZİ