Koronavirüs can almaya devam ederken risk grubunda bulunan hasta tutuklular tahliye edilmiyor. Korona belirtileri bulunan hasta tutuklu gazeteci Ziya Ataman’ın ağabeyi Nazif Ataman, ‘Ziya’nın sesi olalım’ derken, Av. Aktan ‘Acilen tahliye edilmeli’ diyor
Gülcan Dereli/İstanbul
Türkiye ve bölge kentlerinde yeni tip koronavirüsten (Kovid-19) yaşamını yitirenlerin sayısı tırmanırken en büyük risk altında olanların başında ise cezaevinde bulunan hasta tutuklular geliyor. Ancak AKP iktidarı korona sürecinde infaz yasasında yaptığı düzenleme ile binlerce hırsız, istismarcı, katil ve çete üyeleri ile liderlerini serbest bırakırken
siyasi tutukları bu kapsama almadı. Sadece 2019 yılında 50 hasta tutuklu cezaevinde yaşamını yitirdi. İnsan Hakları Derneği (İHD) verilerine göre de cezaevlerinde 457’si ağır olmak üzere bin 333 hasta tutuklu bulunuyor. Bunlardan biri de gazeteci Ziya Ataman. Türkiye en fazla gazetecilerin tutuklu bulunduğu ülkeler sıralamasında başı çekiyor.
Belirtiler var, testi negatif
Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri Ziya Ataman, tutuklu yargılandığı davada 14 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. Ataman 11 Nisan 2016 tarihinden bu yana Van M Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor. Kronik rahatsızlıkları bulunan Ziya Ataman, İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Cornelia Rohr’a ve yazar Gül Güzel’e gönderdiği mektuplarda sağlık sorunlarının arttığına dikkat çekiyor. Bağırsakları iflas eden Ataman’ın korona belirtileri gösterdiği belirtiliyor.
Gençliğini yaşayamadı
Gazetemize konuşan Ataman’ın abisi Nazif Ataman, “Cezaevinde birkaç arkadaşı bir-bir buçuk ay önce korona olmuştu ancak kendisine yapılan testte negatif çıktığı söylendi. Yaklaşık bir buçuk aydır kendisiyle görüşmedik. Daha önce haber veriyorlardı ama bir buçuk aydır aramadı. Kendisinden haber alamıyoruz. 2 defa hastaneye götürüldüğünü öğrendik. Kalbiyle ilgili sıkıntısı çıktı. Zaten 5 yıla yakındır hiç bir şey yapmamasına rağmen en güzel yıllarını cezaevinde geçirdi. 5 yıl cezaevinde tutulmasını kabul etmiyoruz. Gençliğini yaşayamadı” diyor.
Haksız yere tutuluyor
Kardeşinin sağlık sorunlarının ciddi olduğunun altını çizen Nazif Ataman, “Zaten rahatsızdı, orada daha da hasta oldu. Herkes de biliyor. Çoğu davasından da beraat aldı. Üzerindeki ağır cezaların hepsi kalktı. Dosyası çok hafiflemiş ama buna rağmen bırakılmıyor, artık bırakılması lazım. Haksız yere içeride tutuluyor” diye kaydediyor.Ailesinin zor durumda olduğuna dikkat çeken ağabey Ataman, “Artık yeter herkesi duyarlı olmaya çağırıyorum. Ziya’nın sesinin duyurulmasını istiyoruz. Ben de bir kaç arkadaşımla Beytüşebap Devlet Hastanesi’nden işten atıldım. 2 buçuk yıldır işsizim. 2 çocuğum var onlara bakamıyorum. Bir de bunların üstüne kardeşim cezaevinde yani zor durumdayız. Bir yafta yapıştırıyorlar. Sonra onunla yargılayıp tutukluyor. Artık bunun son bulmasını istiyoruz” diye belirtiyor.
Hayati risk barındırıyor
Ziya Ataman’ın avukatı Erselan Aktan da, “Kovid-19 şüphesiyle tedavi talebinde bulunmuş ve kendisine test yapılmıştı. Testi negatifti ancak Kovid19’un bütün semptomlarını gösteriyordu. Bunun üzerine hastaneye yatırılması ile ilgili taleplerimizi ilettik. Çünkü Ataman’ın teşhis edilmiş kronik hastalıkları var ve olası Kovid-19 bulaşı, Ataman için hayati riskler barındırıyor. Ataman’ın ‘Kalp ritim bozukluğu’ son zamanlarda teşhis edildi ancak bağırsaklarının iflas etme noktasına geldiği çok uzun zaman önce belirtilmişti. Ancak hasta mahpuslar için ‘cezaevinde kalmasında sakınca yoktur’ raporları vermek rutin hale geldi. Bu raporları hazırlayan hekimler hastalıkların tıbbi niteliğini değil, infaz kurumlarının olaya bakışını esas alıyorlar. Bu haliyle raporlar, hasta mahpusların tahliye taleplerini reddetmenin bir dayanağı haline getiriliyor” diyor.
Talepler sonuçsuz kalıyor
Hasta tutukların serbest bırakılması gerektiğinin altını çizen Av. Aktan, “Hasta mahpusların tahliye edilmesi gerektiğinin hukuki bir sorumluluk olduğu nazara alınmıyor. Oysa Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun, tahliye, infaz erteleme ya da infaza ara verme koşullarına detaylıca yer veriyor. Birçok hasta mahpus gibi Ziya Ataman’ın da sağlık durumları kanunda belirtilen şartları taşıyor. Ancak tahliye talepleri maalesef sonuçsuz kalıyor” diye vurguluyor.
Olumsuzluktan idare sorumlu
Ataman’ın dosyasına ilişkin de bilgi veren Av. Aktan, “Ziya Ataman’ın tutuklu bulunduğu dava, şu an Yargıtay aşamasında. Yani hakkında verilmiş olan hüküm kesinleşmiş değil. Yargıtay’ın dosyayı hakkaniyete uygun ve somut olayı esas alarak değerlendirme yapmasını ve mahkumiyet kararını bozmasını umuyoruz. Ancak bu safhada acilen yapılması gereken, Ataman’ın tahliye edilmesi. Ataman, yapılan bütün itirazlara rağmen halen cezaevinde. Dolayısıyla hastalığıyla, hastalığı nedeniyle karşılaşabileceği bütün olumsuzlukların sorumluluğu idarede” diyor.
Belirtiler korona
Mezopotamya Ajansı’ndan 3 Ocak 2021 yayınlanan haberde Ziya Ataman’ın Dr. Cornelia Rohr’a yazdığı mektuba yer verilmiş Dr. Rohr ise Ataman’ın sağlık durumunun ciddiyetine dikkat çekmişti. Ziya Ataman daha önce mektup arkadaşı Dr. Cornelia Rohr’a yazdığı mektubunda yan koğuşta kalan bir kişinin Kovid-19 testinin pozitif çıktığını ve kendisinde de göğüs ağrısı olduğunu ifade etmişti. Ataman mektubunda, tat ve koku alma duyusunun yitirdiğini ve şiddetli öksürükler yaşadığını anlatmış bunun üzerine Dr. Rohr ise bu durumu MLSA’yla paylaşmıştı. Rohr, mektupta ifade edilen belirtilerin hayati risk teşkil ettiğini ve diğer tutukluların da salgına yakalanma riskini artırdığına dikkat çekerek, “Ziya’nın sağlık durumundan kaygı duyuyorum” demişti. Belirtilerin koronaya işaret ettiğinin altını çizen Dr. Rohr, “Ziya’nın kronik hastalığı sebebiyle risk grubunda olduğu da açıktır. Ziya’nın bana gönderdiği mektupta ifade ettiği belirtiler hayati risk teşkil ediyor. Bu nedenle Ziya’nın derhal tahliye edilmesi ve tedavisinin hijyenik bir ortamda yapılması zorunludur. Aksi durumda Ziya ve Ziya gibi birçok tutsağın cezaevinde tutulması hastalığın bu alanda yayılması anlamına gelmektedir. Bu da diğer tutukluların salgına yakalanma riskini artırıyor” demişti.
